tag:blogger.com,1999:blog-76312302867034328012024-02-19T03:45:09.330-08:00LİSE DERS NOTLARI, YARDIMCI SİTEUnknownnoreply@blogger.comBlogger21125tag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-48090701966223140452010-12-11T14:13:00.000-08:002010-12-11T14:13:12.374-08:00BÜYÜK İSKENDER'İN GRANİKOS SAVAŞI(Valerio Massimo Manfredi'nin Büyük İskender adlı romanından. Can Yayınları) Peritas yüzünü yalayarak sahibini uyandırdı; İskender ayağa fırladığında<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> zırhını giydirmek için yardımına gelmiş iki askerini gördü. Leptine<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> gümüş bir tepside ona 'Nestor Lokması' getirmlşti; kahvaltısı peynir<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> un<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bal ve şarapla çırpılmış çiğ yumurtaydı. <br />
Hükümdar zırhı ve dizlikleri bağlanır<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kemeri beline geçirilir<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kılıcı takılırken<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ayaküstü kahvaltı etti. "Bukefalos'u istemiyorum<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" />" dedi çıkarken. "Irmağın kıyıları fazlasıyla kaygan ve o çamura gömülebilir. Bana doru Sarmaçya atımı getirin."<br />
<br />
Yardımcıları onun seçtiği atı almaya gittiler. İskender tolgasını sol kolunun altına sıkıştırıp kamp alanının ortasına doğru yürüdü. Adamları sıra sıra dizilmişlerdi; her an yeni askerler gelip arkadaşlarının yanındaki yerlerini alıyorlardı. İskender getirilen atına bindi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> önce Makedon ve Thessalialı süvari birliklerini<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sonra Yunan piyadelerini denetledi.<br />
<br />
Uç birliklerinin süvarileri kampın ötesinde<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> doğu kapısına yakın bir noktada<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> mükemmel düzende beş sıra olmuş bekliyorlardı. Kralları geçerken<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sessizce mızraklarını havaya kaldırdılar. İskender hareket buyruğunu verdiği anda<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Kara onun yanındaki yerini aldı. Yürümeye başlayan binlerce atın ve savaşçıların mızraklarının sesi karanlıkta yankılanmaya başladı.<br />
<br />
Granikos'un birkaç stadyon ötesinden gelen nal seslerinin ardından dört haberci karanlıktan sıyrılıp İskender'in önünde durdular. "Kralım<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" />" dedi en öndeki<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> "barbarlar henüz yerlerinder kımıldamadılar; ırmaktan üç stadyon ötede alçak bir tepenin üzerine yerleştiler. Kıyıda Med ve İskit gözcüler var onlar bizim kıyıyı da gözlem altında tutuyorlar. Onları bütünüyle habersiz yakalayamayacağız."<br />
<br />
"Elbette hayır<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" />" dedi İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> "ama onların orduları doğu kıyısıyla aralarındaki üç stadyonu kapatana dek bizler ırmağın sığ yerinden karşıya geçmiş olacağız. O nokta da olan olacak zaten." Sonra özel korumalarına yaklaşmaları için işaret etti. "Elverişli bir yer bulur bulmaz karşıya geçeceğimizi tüm birlik komutanlarına bildirin. Borazanla çalar çalmaz kendimizi ırmağa atacağız ve olanca hızımızla karşıya geçeceğiz. Önden süvariler gidecek."<br />
<br />
Korumalar uzaklaştılar; az sonra piyadeler durarak yanlarındaki süvarilere<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Granikos'a doğru ilerlemeleri için yol verdiler. Gökyüzü<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> doğudan hafifçe aydınlanmaya başlamıştı. "Güneşin gözümüzü yakacağını sanıyorlardı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ama ay bile göremedik<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" />" derken<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskender Phrygia tepelerin ardından<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> güneyden batan hilali gösteriyordu. Elini kaldırarak yanında Kara ile birlikte atını ırmağa sürükledi; tüm Uç Birliği onunlaydı. Aynı anda karşı kıyı da bir nara işitildi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sonra bağırışlar giderek çoğalıp kalabalıklaştı; sonunda bir kornonun sesini uzaktan gelen sesler yanıtlamaya başladılar. Med ve İskit gözcüler alarm veriyorlardı.<br />
<br />
Irmağın ortasında olan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> "Borazanlar!" diye haykırdı. Ve borazanlar boğuk<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> iç paralayıcı tek bir nota ile çalmaya başladılar. Sanki karşı kıyıya yanıt verir gibiydiler; çevredeki tepelerde hem kornoların<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> hem borazanlarıN sesleri yankılanıyordu.<br />
<br />
Hükümdar ve askerleri olabildiğince çabuk karşı kıyıya geçmeye çalışırlarken Granikos (Kocabaş çayı) köpürüyordu. Bir bağırış işitildi ve bir Makedon asker yaralanarak suya devrildi Med ve İskit keşif kolları kıyıya yığılmış<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> hedef bile almadan ok yağdırmaya başlamışlardı. Başka askerler de boyunlarından<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> karınlarından<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> göğüslerinden yaralandılar. İskender kalkanını kaldırdı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> doru atını mahmuzlayıp asker kalabalığından sıyrıldı. Şimdi dışarıdaydı!<br />
<br />
"İleri!" diye haykırdı. "İleri! Borazanlar!"<br />
<br />
Borazan seslerinin daha tiz ve etkileyici olarak yükselmesiyle<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> atlarını kamçılayarak suyun girdabından kurtarmaya çalışan binicilerin bağırışlarına<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> karmaşadan dolayı heyecana kapılan atların kişnemesi de katıldı. Şimdi üçüncü ve dördüncü sıra sudan çıkmıştı; dördüncü<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> beşinci ve altıncı sıra süvariler ırmağa giriyorlardı. İskender bu arada kendi birliği ile kaygan kıyıyı tırmanmaya başlamıştı.<br />
<br />
Arkasından savaş düzeninde yürümekte olan piyadelerin haykırışları ona eşlik ediyordu. Düşman öncüler<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> okları tükenince atlarına atlayarak<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> son hızla kamplarına doğru kaçmaya başladılar; kamptan da gürültüler<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> silah sesleri geliyordu. Savaşçı gölgeleri ellerinde meşalelerle<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> karanlığın her yanında koşuyor<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> havayı değişik dillerde naralar dolduruyordu. İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Uç Birliği'ni savaş düzenine sokup başına geçti.<br />
<br />
Bu arada iki hetairoi birliğiyle iki Thessalialı süvari birliği onu arkadan ve yanlardan komutanlarının buyruklarına göre korumaya aldılar. Makedonlara Krateros ile Perdikkas<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Thessalialılara Prens Amyntas ve subayları Enomaos ile Ekekratides komuta ediyordu. Borazancılar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> hareketi başlatmak için Hükümdar'ın buyruğunu bekliyorlardı.<br />
<br />
"Kara!" diye seslendi İskender. "Bizim piyadeler neredeler?"<br />
<br />
Klitos<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> safları sonuna dek gözden geçirdikten sonra ırmağa doğru baktı ve<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> "Tırmanmaktalar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Kralım<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" />" dedi. "Tamam o zaman<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> haydi borazanlar! Dörtnala ileri!" Borazanların yeniden çalmasıyla on iki bin süvari aynı anda ileri atıldılar; atlar kişniyor<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskender'in gösterişli ve ağır Sarmaçyalı dorusunun adımlarına uyarak ilerliyorlardı.<br />
<br />
Öte yanda<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers süvarileri telaşla toplanırlarken belli bir karmaşa yaşamıyor değillerdi: Düzene girmiş olanlar Komutan Spithridates'in buyruğunu bekliyorlardı. İki öncü heyecan içinde onların yanına varıp<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> "Saldırıyorlar efendim!" diye bağırdı.<br />
<br />
"Haydi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> beni izleyin!" diye buyurdu Spithridates<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> daha fazla oyalanacak zamanı olmadığını anlamıştı. "Şu yauna'ları kovalım<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> onları yeniden sulara döküp balıklara yem edelim! Haydi! İleri!"<br />
<br />
Kornolar çaldığında toprak<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ateşli atların yeri çekiç gibi döven nalları altında titriyordu. İlk sırada Medler ve çift kıvrımlı büyük yaylarıyla Horazmiler vardı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> arkadan kıvrık palalarıyla Oksian ve Kaduslar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> en arkadan da Sakalar ve ellerinde devasa kılıçlarıyla Drancanlar gelmekteydiler. Süvariler yola çıkınca<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> çoktan düzene girmiş olan Yunan paralı askerleri de onları sıkı saflar halinde izlemeye başladılar.<br />
<br />
"Anadolu'nun askerleri!" diye bağıran Memnones<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> onları yüreklendirmek için mızrağını havaya kaldırdı. "Satılık kılıçlar! Sizin geri dönecek bir eviniz ve vatanınız yok! Siz yalnızca kazanabilir ya da ölebilirsiniz. Bunu unutmayın<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bizlere kimse acımaz<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> çünkü Yunan da olsak<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Büyük Kral'ın yanında savaşmaktayız. Erkekler<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bizim ülkemiz onurumuzdur<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> mızrağımız ekmeğimizdir. Canınız için sava-şın: Elinizde kalan bir tek budur!<br />
<br />
Alalalái! Sonra öne atıldı; önce hızlı adımlarla<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sonra koşarak ilerlemeye başlayınca adamları da ona yanıt verdiler: Alalalái!<br />
<br />
Cephe düzenini bozmadan komutanlarının arkasından giden askerlerin ayakları toprağa değdikçe<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> müthiş bir demir ve bronz gürültüsü duyuluyordu. İskender bir stadyon uzaklıktan beyaz toz bulutunu gördü ve borazancılara bağırdı: "Savaş adımları!" Borazan öyle bir çaldı ki<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Uç Birliği iyice coştu. Süvariler mızraklarını indirip öne atıldılar. Sol elleriyle atlarının dizginlerini ve yelelerini tutuyor<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> böylece çarpışma ânında<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> insanlarla hayvanlar birbirlerine dehşet verici seslerle bağırır<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> dişbudak ve kızılcıktan yapılmış mızraklar birbirine çarpar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers ciritleri havada uçarken hayvanlarına destek oluyorlardı.<br />
<br />
İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kılıcı al kana boyanmış Spithridates'in öfkeyle sağ yanında savaştığını gördü<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> dev Rheonıithres onun solunu korumaya almıştı; bunun üzerine atını o yana sürdü. "Dövüş barbar! Cesaretin varsa Makedon Kralı'yla dövüş!"<br />
<br />
Bunun üzerine Spithridates de atını Kral'a doğru sürüp kılıcını sallamaya başladı. Kılıcın ucu İskender'in zırhının omuzluğunu sıyırıp boynu ile kaval kemiği arasına battı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ama kılıcını kınından çeken Hükümdar ötekine öyle şiddetle saldırdı ki<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> atının üzerindeki dengesini bozdu. Vali<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> yere düşmemek için atına tutunmak zorunda kalınca yanı açıkta kaldı: O anda İskender kılıcını onun kolunun altına sapladı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ama artık tüm Persler ona doğru gelmeye başlamışlardı. Bir ok doru atını yaralayınca<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> hayvan dizleri üstüne çöktü; o da Rheomithres'in baltasından kurtulamadı.<br />
<br />
Kalkanı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> darbeyi bir noktaya kadar engelleyebildi; balta metali yardı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> keçesini kesip kafa derisine çarptı; bunun üzerine artık atıyla yere düşmüş olan Kral'ın başından fişkıran kanlar yüzüne akmaya başladı. Rheomithres baltasını yeniden havaya kaldırdı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ama Kara o anda deli gibi bağırarak onun üzerine atıldı ve ağır İllyria kılıcıyla kolunu kökünden kesiverdi. Barbar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> çığlıklar atarak atından yuvarlandı; kesik koldan fışkıran kan onu henüz öldürmemişti; o anda yeniden ayağa dikilen İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kılıcını göğsüne sokarak ona öldürücü darbeyi vurdu.<br />
<br />
Sonra Kral<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> alanda başıboş koşan bir ata atlayıp tekrar kalabalığın içine daldı. Komutanlarının ölümüyle korkuya kapılan Pers askerleri gerilemeye başladılar; bu arada Uç Birliği'ne desteğe gelen hetairoi'ler ve Amyntas'ın komutasındaki Thessalialı süvariler de çarpışmaya katıldılar.<br />
<br />
Perslerin süvarileri cesurca savaştılarsa da<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> giderek içeri dalan Uç Birliği yüzünden dağılmaya başladılar; Makedonların hafif süvarileri de yanlara doğru dalga dalga yayılmaya başlamışlardı. Bunlar hayvan gibi yabanıl Trakyalı ve Triballi savaşçılardı; ok ve mızrak yağmuruna aldırmadan ilerliyorlardı; düşmanla yüz yüze gelip onu kan revan içinde bırakmak için atılıyorlardı. İskender'in arkadaşları Krateros<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Philotas<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Ephestione<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Leonnatos<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Perdikkas<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Ptolemaios<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Seleukos<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Lysimakhos krallarını örnek alarak ön safta savaşıyor<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> büyük kayıpla veren düşman komutanlarla yüz yüze gelmeye çalışıyorlardı. Bunların aralasında Büyük Kral'ın yakın akrabaları dı vardı.<br />
<br />
Sonra Pers süvarileri kaçmaya başlayınca hetairoi'ler Thessalialılar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Trakyalılarla Triballilerin hafif süvariler onların peşine düştüler. Şimdi önde pezhetairoi zırhlı piyadeleri<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bir de Memnones'in saflarını bozmadan<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> omuz omuza<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> gövdelerini büyük dışbükey kalkanlarla yüzlerini Korinthos tarzı maskeyle koruyan paralı askerleri vardı. Her iki ordu avaz avaz:<br />
<br />
Alalalái! diye bağırıp mızraklarını uzatarak öne atıldılar. Memnones'in bir buyruğuyla Yunan paralı askerleri mızRaklarını hep birlikte kaldırıp düşmanın üzerine fırlattıktan sonra<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ellerini bellerindeki kılıçlara attılar. Piyadelerin toparlanmasına fırsat vermeden aralarına daldılar. Düşman cephesini yarmak için Makedonların kendilerine özgü o uzun mızraklarını kırmaya uğraşıyorlardı. Parmenion<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> tehlikeyi sezerek vahşi Agrianları işin içine soktu; Agrianlar saldırınca<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Memnones'in paralı askerleri savunmaya geçtiler.<br />
<br />
Böyle olunca Makedon piyadeler de toparlanıp ön cepheden mızraklar fırlatmaya başladılar. Yunan paralı askerleri ise Persleri kovalamış geri gelen süvariler tarafından da kuşatıldılar ama son soluklarına dek savaştılar.<br />
<br />
Güneş ovayı ışınlarıyla aydınlattığı zaman cesetler yerde üst üste yığılmıştı. Veterinerler yaralı dorusuyla ilgilenmeye başlayınca<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskender Bukefalos'unu istedi ve atıyla muzaffer ordusunun önünde bir geçit yaptı. Başındaki yaradan ötürü yüzü kan kırmızısıydı; zırhı Spithridates'in kılıcıyla yırtılmıştı; bedeni de ter ve toz içindeydi ama o anda askerlerinin gözünde o bir ilahtı. Hepsi birden<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Philippos'un onun doğuşunu müjdelediği gün yaptıkları gibi mızraklarını kalkanlarına vuruyor<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /><br />
<br />
İskender! İskender! İskender! diye coşkuyla bağırıyorlardı. Kral gözlerini pezhetairoi saflarının en arkasına çevirip yetmiş yaşındaki General Parmenion'un<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bedeninde eski savaşların izleri<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> elinde kılıcıyla yirmilik bir asker gibi duruşunu seyretti. Onun yanına gidip atından indi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> generalini kucaklarken askerlerinin haykırışları gökyüzüne ulaşıyordu.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-78010797195368240002010-12-11T14:11:00.001-08:002010-12-11T14:11:46.156-08:00İskender'in İmparatorluğuKendisine tanrısal onurlar yakıştıran ve bunu Yunan kentlerine zorla kabul ettiren İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> MÖ 324 kışında Luristan'da yerel halka yönelik sert bir sindirme hareketine girişti. İlkbaharda Babil'e geçerek bir bölümü uzak ülkelerden gelen elçileri kabul etti. Bu arada Hindistan'la deniz bağlantısını sağlamak için Arabistan kıyılarına yönelik bir sefer için hazırlıklara başladı. Ayrıca Hazar Denizi'nin ötesine bir keşif birliği gönderdi. Babil'de sulama kanalları yaptırmayı ve İran Körfezi kıyılarında yeni kentler kurmayı planladığı bir sırada<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> uzun bir içkili eğlencenin ardından hastalandı ve on gün sonra henüz 33 yaşındayken öldü. Cenazesi önce Memfis'e<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> oradan İskenderiye'ye götürüldü ve burada altın bir tabuta kondu.<br />
İskenderin ölümünden sonra imparatorluk 4 parçaya ayrıldı. Cassander Yunanistan'a<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Creatus ve Antigonos Batı Asya'ya<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Seleukos Doğuya<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Ptolemy ise Mısır'a hükümdar oldular. Cassander güce olan tutkusunu kısa zamanda göstererek 7 yıl sonra İskender'in annesi Olimpias'ı idam ettirdi. 12. yılın sonunda ise İskenderin karısı Roksana ve imparatorluğun gerçek varisi olan oğlunu zehirlettirdiğinde ise artık İskenderin soyunu tamamen kurutmayı başarmıştı. İskender'in metresi Barsine'den doğan oğlu Herakles'i de zehirletti. Hatta Cassander'in İskender'in ölümünden sorumlu olduğu da iddia edilmektedir.<br />
<br />
Değerlendirme<br />
Genç yaşta ölmesine karşın 12 yıl 8 ay süren hükümdarlık dönemine büyük çaplı seferleri sığdıran İskender'in kurduğu geniş imparatorluk temelde Perslerden kalma yönetim sistemine dayanıyordu. Bununla birlikte yerel satraplara bağlı olmayan tahsildarlardan oluşan merkezî bir vergi toplama mekanizması kurarak yeni bir mali sistemin temelini attığı bilinmektedir. Görevlilerin yolsuzlukları ve yiyiciliği nedeniyle bu sistemi iyi işletememekle birlikte<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sikke çıkarma hakkını tekeline alarak ve Pers hazinelerinde birikmiş gümüş ve altını para biçiminde piyasaya sürerek bütün Önasya'da ve Akdeniz'de ticaret ve para ekonomisini geliştirdiği söylenebilir.<br />
Öte yandan İskender'in yeni kentler kurması (Plutarkhos bu kentlerin sayısının 70'in üzerinde olduğunu söyler) Yunan yayılmasında yeni bir dönem açtı. Askeri birer üs olarak kurulan<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ama zamanla birer kültür ve ticaret merkezine dönüşen bu kentler Eski Yunan etkisinin Hindistan'a kadar yayılmasında önemli rol oynadı. Bu arada Pers-Makedonya karışımıyla yeni bir ırk yaratma girişimi sonuçsuz kaldıysa da<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Yunan kültürüne yatkın<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ama Doğu'ya özgü yeni bir soylu sınıfı ortaya çıktı.<br />
Kendisini ve askerlerini en güç işlere yöneltmeyi başaran güçlü bir irade ve yetenekle esnek bir düşünce yapısını birleştiren İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> koşullar gerektirdiğinde geri çekilmeyi ve değişiklikler yapmayı bilen bir kişiydi. Düş gücü ve romantizmi kendisini Herakles<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Akilleus ve Diyonizos gibi kahramanlarla özdeşleştirmesine yol açacak ölçüde güçlüydü. Çabuk öfkelenme<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> acımasızlık ve inatçılık gibi özellikleri uzun seferlerde daha çok ortaya çıkıyordu. Güvenmediği kişileri hiç sorgulamadan öldürmekten çekinmemesine karşın<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> adamları onun peşinden gidiyor<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ona bağlı kalıyor ve güçlüklere katlanıyordu.<br />
Dünyanın en büyük askeri dehaları arasında sayılan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> değişik kuvvetleri bir arada kullanmada ve düşmanın yeni savaş biçimlerine yeni taktiklerle karşı koymada son derece ustaydı. Yaratıcılığıyla<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> savaşın sonucunu belirleyecek fırsatları değerlerdirmeyi çok iyi bilirdi.<br />
İskender'in kısa süren hükümdarlığı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Avrupa ve Asya tarihi açısından önemli bir dönüm noktası sayılır. Seferleri ve bilimsel araştırmalara merakı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> coğrafya ve doğa tarihi gibi konulardaki bilgilerin gelişmesine katkıda bulunmuş<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ayrıca büyük uygarlık merkezlerinin geliştirdiği bilgi birikiminin ortak bir potada kaynaşmasına zemin hazırlamıştır. Siyasal açıdan olmasa bile<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ekonomik ve kültürel açıdan Cebelitarık'tan Pencap'a uzanan<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ticarete ve toplumsal ilişkilere açık bir imparatorluk kurduğu ve ortak sayılabilecek bir uygarlığa ve bir lingua franca olarak Yunan Koine lehçesine dayalı yeni bir dünya meydana getirdiği söylenebilir.<br />
Sonuçta İskender kendisinin Herakles'in soyundan geldiğini benimsemesi ve kendisini tanrısallaştırması onun halkın gözündeki büyüklüğünü ifade etmekteydi. Temsil edilen figürlerinde bile kendisini Amon gibi koç boynuzu ile<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Herakles gibi Aslan başlı postuyla göstermektedir<br />
<br />
(İÖ 334 yazı başları)<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers İmparatorluğu'nun istilası sırasında Büyük İskender'in kazandığı bir zafer. Sayıları büyük olasılıkla 40 bini bulan Persler<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Granikos ırmağı (Kocabaş Çayı) kıyılarında mevzilenmişti. İskender'in hücum tabur<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> karşı kıyıdan yağan kargılara karşın ırmağın sığ yerinden öbür tarafa geçti. Onları izleyen İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers hattının sol merkezini vuracak biçimde yerleştirdiği komutanlarını harekete geçirdi.<br />
<br />
İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers Kralı III. Dareios'un iki akrabasını öldürdü; kendisi ise süvari birliği komutanı Kleitos (Kara) sayesinde ölümden kurtuldu.. Persler bundan sonra dağıldı. İskender'in biyografisini yazan Arrhionos'a göre (İS 2. yy) bu savaşta Makedonyalılar yalnızca 115 kayıp verdiler.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-52819093230018851612010-12-11T14:08:00.000-08:002010-12-11T14:10:47.714-08:00Hindistan'ın FethiEle geçirdiği ülke halklarından yeni askerler toplayarak engebeli arazide savaşma yeteneğine sahip yeni bir ordu oluşturan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> M.Ö. 327 yazında Hindistan üzerine yürümek amacıyla Baktriane'den ayrıldı. Daha hafif silahlar kullanan piyade birliklerinin yanı sıra ok ve mızrak kullanan süvari birliklerinin yer aldığı bu ordunun asıl savaşçı gücü 35 bin askerden oluşuyordu. Plutarkhos'un bu ordu için verdiği 120 bin rakamının<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> yedek kuvvetleri<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> katır ve deve sürücülerini<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sağlık görevlilerini<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> seyyar satıcıları<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> askerleri eğlendirmekle görevli gösteri gruplarını<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kadın ve çocukları da kapsadığı sanılmaktadır. Hindukuş Dağlarını ikinci kez geçen İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> M.Ö. 326 baharında İndus Irmağı yakınındaki Taksila'ya (bugün Takshaşila) girdi. Hydaspes (bugün Cihelum) ile Akesines (bugün Çenab) ırmakları arasındaki bölgenin hükümdarı Poros'u<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Hidaspes Çarpışması'nda yenilgiye uğrattı. Başarısını kutlamak üzere Aleksandreia Nikaia kentini<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ayrıca burada ölen atı Boukefalos'un adını verdiği Bukefala (Boukephalia) kentini kurdu. Asya'nın doğusuna doğru yoluna devam etmek için Hifasis (Beas) Irmağına kadar gitmesine karşın<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ordusunun ayaklanmak üzere olduğunu görerek geri dönmeye karar verdi.<br />
Hidaspes Irmağı kıyısında 800-1.000 gemiden oluşan bir donanma kurduktan sonra bazı birlikleri karadan yürüterek İndus Irmağı boyunca Hint Okyanusuna kadar ilerledi. Bu arada Hydroates (Ravi) Irmağı yakınlarında Mallilerle girişilen çarpışmada ağır biçimde yaralandı. M.Ö. Ağustos 325'te İndus Deltasının ağzındaki Patala'ya vardı; burada bir liman ve tersane yaptırdı. Dönüş yolculuğu için ordusunun bir bölümü Nearkhos'un komutasındaki gemilerle İÖ Eylül 325'te denize açılırken<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kendisi de kıyıyı izleyerek yiyecek sıkıntısı içinde ve çok zor koşullarda Gedrpsia'yı (bugün Belucistan) geçti. Bu arada Hindistan seferi hazırlıklarına basladı.<br />
<br />
İmparatorluğun Güçlendirilmesi<br />
<br />
<br />
AlexanderCoin.jpg<br />
Büyük İskender adına basılmış madeni para<br />
<br />
<br />
Daha Hindistan seferine başlamadan yönetimde kanlı temizlik hareketlerini başlatan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> yokluğu sırasında da bu politikayı sürdürerek satraplarından üçte birini değiştirmiş<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> altısını öldürtmüştü. MÖ 324 ilkbaharında Susa'ya vardığında hazine görevlisi Harpalos'un 6 bin paralı asker ve 5 bin talentle Yunanistan'a kaçtığını öğrendi (Harpalos daha sonra Girit'te öldürüldü). Makedonyalılarla Persleri kaynaştırma politikasına daha çok ağırlık verdiği bu dönemde<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Dareios'un kızı Barsine'yle (Stateira olarak da bilinir) evlendi ve komutanlarıyla askerlerini de aynı yolu izlemeye özendirdi. Ama Perslerin ordu ve yönetimde giderek eşit bir konuma yükselmesi Makedonyalıların tepkisini çekmeye başladı. Makedonya'da askeri eğitim gören 30 bin Persli gencin dönüşü<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Baktriane<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Sogdiana ve Arakhosia gibi Doğu ülkelerinden gelenlerin süvari birliğine<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ayrıca Pers soylularının kraliyet muhafız birliğine alınmaları bu hoşnutsuzluğu daha da artırdı. İskender'in Makedonyalı eski askerleri ülkeye geri göndermeye karar vermesi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> imparatorluğun güç ve yönetim merkezini Asya'ya kaydırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. M.Ö. 324'te Gpis'te çıkan ayaklanmaya kraliyet muhafızları dışında bütün ordu katıldı. Bunun üzerine İskender bütün orduyu dağıtarak Perslerden yeni bir ordu kurdu ve ayaklanmanın sona ermesinden sonra 10 bin eski askeri armağanlarla yurda gönderdi.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-79596518176843350772010-12-11T14:06:00.001-08:002010-12-11T14:06:21.846-08:00Büyük İskender aslanla savaşırkenSuriye'ye Makedonyalı bir satrap atadıktan sonra Mezopotamya'ya ilerledi ve temmuzda Fırat kıyısındaki Tapsakos'a vardı. Ninive'yle Arbela (Erbil) arasındaki Gaugamela Ovasında Dara'yla yeniden karşı karşıya geldi ve onu bir kez daha yenerek kaçmaya zorladı (bak. Gaugamela Savaşı). Güneye inerek Babil'i aldı ve Mazayos adında bir Persi satrap olarak atadı. Ardından Susa'ya girdi ve Zagros Dağlarını aşarak İran içlerine yöneldi. Persepolis'te I. Kserkses'in sarayını törenle yaktı. Kserkses'in Yunanistan'da yaptıklarına karşı bir misilleme olan bu hareketle aynı zamanda "öç seferi"nin sona erdiğini gösterdi.<br />
M.Ö. 330 ilkbaharında Media'ya girerek<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> başkent Ekbatana'yı aldıktan sonra<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Yunan askerlerinin geri dönmesine izin verdi. Pers topraklarını içine alan yeni bir imparatorluk kurmayı ve "Asya'nın efendisi" olmayı amaçlayan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> daha doğudaki toprakları ele geçirmeye yönelik yeni bir sefer başlattı. Kısa sürede yerel satraplara boyun eğdirerek Hazar kıyılarına<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> oradan da Afganistan içlerine ulaştı. Bu fetihler sırasında Makedonyalı ve Pers bileşimine dayalı yeni bir yönetim sistemi oluşturduğundan<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> eski komutanlarıyla baş-gösteren anlaşmazlıklar giderek derinleşti. Kendisine suikast girişimiyle suçladığı Parmenion'la oğlunu ortadan kaldırarak ordusunu yeni baştan düzenledi. M.Ö. 330-329 kışında Helmand Irmağını izleyerek kuzeye doğru ilerledi. Bu sırada Baktriane satrabı Bessus'un genel bir ayaklanma başlatması üzerine<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Hindukuş Dağlarını aşarak karışıklıklara son verdi. Bu harekâtı yürütürken Siriderya' ya kadar ilerledi ve burada İskitlerin sert direnişiyle karşılaştı. Başka göçebe halkların da ayaklanmasıyla büyük güçlükler çıkaran bu direnişi ancak M.Ö. 328 sonbaharında bastırabildi.<br />
Davranışlarıyla giderek bir Doğu despotuna dönüşen İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers hükümdarları gibi giyinmeye ve proskinesis (hükümdar karşısında yere kapanarak selamlama) uygulaması gibi Pers geleneklerini benimsemeye başladı. Bu arada Baktriane prenseslerinden Roksana'yla evlendi. Kendini tanrılaştırmaya giriştiyse de<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Makedonyalılar ve Yunanlarca alaya alınınca bundan vazgeçmek zorunda kaldı. Bir komploya karıştığı gerekçesiyle tarihçi Kallisthenes'i hapse attırması bilgin ve filozoflar arasındaki desteğini yitirmesine neden oldu.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-20901027416040987512010-12-11T14:05:00.002-08:002010-12-11T14:05:49.834-08:00Asya'nın FethiAsya'nın Fethi<br />
<br />
Hecataeus_world_map_tr.svg.png<br />
Büyük İskender zamanında bilinen dünya<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> M.Ö. 5. yüzyıl<br />
<br />
<br />
Tahta çıkışından beri Pers İmparatorluğu'nu ele geçirmeyi tasarlayan Büyük İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> II. Filip'in kurduğu orduyu beslemek ve 500 talente ulaşan borçları ödemek için gerekli kaynakları bulma düşüncesiyle hemen sefer hazırlıklarına girişti. Kral naibi olarak yönetimi Sibon'lu Antipatros'a bıraktıktan sonra M.Ö. 334 ilkbaharında toplam 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan ordusuyla yola çıktı. Bu ordunun içinde 14 bin Makedonyalı ve Helen Birliği'ne bağlı 7 bin asker yer alıyordu. Silah ve güç dağılımı açısından çok iyi düzenlenen orduya mühendis<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> mimar<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bilim adamı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyordu.<br />
Homeros'tan aldığı esinle önce İlion'u ( Troya) ziyaret ederek Akhilleus'un mezarına çelenk koyan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers ordularıyla ilk kez Granikos Çarpışması'nda karşı karşıya geldi. Bu çarpışmada elde ettiği zafer ona Batı Anadolu'nun kapılanın açtı. Yunanistan'da izlediği politikanın tersine<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> tiranları sürerek demokrasilerin kurulmasına ön ayak oldu. Ama kentleri fiilen kendisine bağlama yoluna gitti. Karya'daki Miletos (Milet) ve Halikarnassos ( Bodrum) kentlerinin direnişini kırarak yöneticilerini teslim olmaya zorladı.<br />
<br />
<br />
BattleofIssus333BC_mosaic_detail1.jpg<br />
Pompei'de bulunmuş<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Büyük İskender'in Pers hükümdarı III. Dara ile savaşmasını gösteren İskender dönemine ait mozaik.<br />
<br />
<br />
M.Ö. 334-333 kışında Batı Anadolu'nun fethini tamamladıktan sonra<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> M.Ö. 333 ilkbaharında Akdeniz kıyı yolunu izleyerek Perge'ye ulaştı. Söylenceye göre Frigya'dan geçerken<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Asya'ya hükmedecek kişinin çözebileceğine inanılan Gordion düğümünü kesti. Gordion'dan Ankry 'ya (Ankara) yöneldi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> oradan da Kapadokya ve Kilikya Kapıları (Kilikiai pilai; bugün Gülek Boğazı) üzerinden güneye indi. Miryandros (bugün İskenderun yakınında) dolayında kamp kurduğunda<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Pers hükümdarı III. Dara da Pinaros Çayı (bugün Deliçay) kıyısında savaş düzeni almış bulunuyordu. Bu karşılaşmayı izleyen İssos Çarpışması (M.Ö. 333 sonbaharı) sonunda Dara kesin bir yenilgiye uğradı ve ailesini savaş alanında bırakarak kaçtı.<br />
İskender bu zaferden sonra Suriye ve Fenike'ye doğru ilerledi. Amacı Fenike kıyılarını fethederek Pers donanmasını üssüz bırakmak ve etkisizleştirmekti. Dareios' un barış önerisine karşı<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kendisini Asya'nın efendisi olarak tanımasını ve koşulsuz teslim olmasını istedi. Başlangıçta Pers kentlerini kolayca ele geçirmesine karşın<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Tiros (bugün Sur) önünde sert bir direnişle karşılaştı. Uyguladığı bütün kuşatma taktiklerine karşın<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> bu müstahkem ada kenti yedi ay boyunca başarıyla saldırılara karşı koydu. Kuşatma sürerken Dara<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ailesi için fidye olarak 10 bin talent ödemeyi ve Fırat Irmağının batısında kalan topraklan bırakmayı önerdi. Bu olayla ilgili olarak<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskenderun komutanı Parmenion'un "İskender'in yerinde olsam kabul ederdim" dediği<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> buna karşılık İskender'in de "Parmenion olsaydım<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> ben de kabul ederdim" biçiminde bir karşılık verdiği anlatılır.<br />
Tiros şiddetli saldırılara daha fazla direnemeyerek M.Ö. Temmuz 332'de düştü. İskender'in en büyük askeri başarısı sayılan bu harekâta geniş çaplı bir yağma da eşlik etti. Kentin bütün erkekleri öldürüldü<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> kadın ve çocukları da köle olarak satıldı. Suriye'yi Parmanion'a bırakarak güneye ilerleyen İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Gaza'da (Gazze) iki ay süren direnişe son verdikten sonra İÖ Kasım 332'de Mısır'a girdi ve halk tarafından kurtarıcı olarak karşılandı. Memphis'te (Memfis) kutsal Apis'e kurbanlar keserek firavunların geleneksel çifte tacını giydi. Kışı Mısır'da yönetimi düzenlemekle geçirdi. Mısırlı yöneticiler atamakla birlikte<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> orduyu Makedonyalıların komutasında tuttu. Günümüzde İskenderiye olarak anılan Aleksandreya kentini kurdurdu. Bazı kaynaklara göre Nil'in taşmasının nedenlerini araştırmak üzere bir keşif grubunu görevlendirdi. Siva'da ünlü bir kahinin<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskender'in Zeus'un oğlu olduğunu ilan etmesi ve Amon Tapınağında Tanrı Amon ile görüştüğü yolundaki söylentiler onun halkın gözündeki tanrısallığını bir kat daha arttırmıştı. Mısır'ın fethiyle Doğu Akdeniz'de kesin denetimi sağlayan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> M.Ö. 331 ilkbaharında Tiros'a döndü.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-25703879738273699042010-12-11T14:05:00.000-08:002010-12-11T14:05:00.299-08:00Yunan - Makedonya İmparatorluğuVikipedi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> özgür ansiklopedi<br />
<br />
Yunan - Makedonya İmparatorluğu<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Büyük iskender'in yaşamıyla paralel olan bir imparatorluktur. Bu nedenle Yunan - Makedonya İmparatorluğu'na İskender'in İmparatorluğu da denir.<br />
<br />
<br />
AlexandreLouvre.jpg<br />
<br />
M.Ö. 336 - M.Ö. 323 yılları arasında Makedonya kralı ve tarihteki en büyük imparatoru. Makedonya kralı II. Filip'in oğlu. Ayrıca Büyük İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskender Rumi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> İskender Yunani ve Makedonyalı İskender olarak da bilinir.<br />
Pers İmparatorluğu'nu yıkarak Yunanistan'dan Hindistan'a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurmuş<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Eski Yunan uygarlığının Doğu'ya yayılmasında etkili olmuş ve efsanevi bir kahramana dönüşmüştür.<br />
<br />
Gençliği ve Tahta Geçişi <br />
II. Filip ile Epeiros (Epir) kralı Neoptolemos'un kızı Olimpias'ın oğlu olan İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> 13-16 yaşlarında Aristo'dan aldığı derslerin etkisiyle felsefe<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> tıp ve bilime ilgi duydu. Babası II. Filip'in Byzantion'a saldırdığı M.Ö. 340'ta Makedonya'yı yönetti ve bir Trak kabilesini yendi<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> iki yıl sonra II. Filip'in Yunanlılara karşı kazandığı Kaironeya Çarpışması'nda ordunun sol kanadına komuta etti.<br />
II. Filip'in öldürülmesinin (M.Ö. 336) ardından komutanlarca kral ilan edildi. Öncelikle bütün olası hasım ve rakiplerini öldürttü. Babasının sağlığında Asya seferini gerçekleştirmek üzere oluşturulan<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> Korintos'taki Helen Birliği sinhedrion'da (meclis) bu birliğin hegemonu ve başkomutanı seçildi. Delphoi üzerinden Makedonya'ya dönerken M.Ö. 335 ilkbaharındaTrakya'ya girdi. Şipka Geçidini aşarak Triballileri (Triballoi) ezdikten sonra Tuna'nın öbür yakasına geçerek Getaları dağıttı. Ardından batıya dönerek Makedonya'yı istila etmiş olan Hiryalıları yendi. Bu sırada öldüğüne ilişkin söylentiler üzerine Atina'da ayaklanma patlak verdi. Bu ayaklanmanın ardında hem yeni Pers kralı III. Dara'nın mali desteği<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> hem de Demostenes'in çabaları yatıyordu. Askerlerini günde 30 km gibi o çağa göre çok yüksek bir hızla ilerleterek Yunanistan'a giren İskender<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> tapınaklar ve şair Pindaros'un evi dışında bütün Teb'i yerle bir etti. Yaklaşık 6 bin kişinin öldürüldüğü<img alt="" border="0" class="inlineimg" src="http://www.maviyesilege.com/images/smilies/blank.gif" title="forum" /> sağ kalanların köle olarak satıldığı bu sindirme hareketi sonunda bütün Yunan Devletleri Makedonya üstünlüğüne boyun eğdi.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-83459145069854822312010-12-11T13:54:00.001-08:002010-12-11T13:57:36.809-08:00Babil Kulesi"Ve Yahova 'Bunların hepsi tek kavim' dedi. Konuştukları dil aynı giriştikleri işi yarıda bırakacağa benzemiyorlar. Gelin de toprağa inelim dillerini ayıralım şunların; birbirlerini anlayamaz olsunlar." Ve ademoğulları kentlerini kuramadılar. Oraya Bâbil dendi. Bâbil yani karışıklık." (Tevrat; Bu Ülke 75.)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXN9DTcGmIJcbLko2erZ7umYXqHe54hPTL8Mt9aBP4p8lk8EbOoOTAVEw0VDJeSrxo79winGKPxEvbD3potT-wXyJqj6n2564cANRdtj841LTKrahDB9i3PRZtFGfkqF4sIMs3xVEgSBQF/s1600/Hanging_Gardens_of_Babylon.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="211" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXN9DTcGmIJcbLko2erZ7umYXqHe54hPTL8Mt9aBP4p8lk8EbOoOTAVEw0VDJeSrxo79winGKPxEvbD3potT-wXyJqj6n2564cANRdtj841LTKrahDB9i3PRZtFGfkqF4sIMs3xVEgSBQF/s320/Hanging_Gardens_of_Babylon.jpg" width="320" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFmpO-O0b2nQ5DED2ag5AFOwCdIHP-lT0wi_zsaHBMKj7lTRWXu2MUOnv8yxZvkrSX1n_cDX7wrm7cMXbe9hnmmvGGGSFGIvpN7xF_mbd2HyieOWcmO8B1BH1ZjpDDVseX5LzrGr3aWNqr/s1600/Babel400.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFmpO-O0b2nQ5DED2ag5AFOwCdIHP-lT0wi_zsaHBMKj7lTRWXu2MUOnv8yxZvkrSX1n_cDX7wrm7cMXbe9hnmmvGGGSFGIvpN7xF_mbd2HyieOWcmO8B1BH1ZjpDDVseX5LzrGr3aWNqr/s320/Babel400.jpg" width="320" /></a></div>Tevrat'a göre Tufan'dan sonra hepsi aynı dili konuşan yeryüzündeki insanlar Babil ülkesindeki Şinar Ovası'na geldiler. Burada kuracakları kentte çok yüksek bir kule yapmaya giriştiler.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-37743304681131673042010-12-11T13:53:00.001-08:002010-12-11T13:53:23.299-08:00Yazı ve BilimSümer yazısı en eski yazıdı. Kil tabletleri üstüne yazı yazdıktan sonra pişirirlerdi. Arkeolojik kazılar sırasında bazıları 5000 yıllık olan binlerce tablet bulunmuştur. Ilk yazının işaretlerini resimler oluşturuyordu. Bu resimler yavaş yavaş Babilliler'in ve Asurlular'ın kullandıkları çiviyazısına dönüştü. Bu yazı biçiminde kavramları belirtmek için köşeli simgeler kullanılırdı. Bulunan tabletlerin üzerindeki yazılar din matematik yasalar bilim ve başka konularla ilişkindir.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-23450877836808067752010-12-11T13:52:00.005-08:002010-12-11T13:52:44.775-08:00DinBabillilereski halkların çoğu gibi birden fazla tanrıya taparlar tanrıları üzerine kuşaklar boyu anıtılan düşsel öykülere inanırlardı. Bunların çoğu Sümer kaynaklıydı. Evrenin ve insanların yaratılışını konu alan Sümer destanının kahramanı Gılgamış ölümsüzlük otunu bulmak için yola çıkar ve bu arayış sırasında bin bir güçlükle karşılaşır. Serüven dolu yolculuğunun sonunda bulduğu otu suların dibinden sinsice gelen bir yılan kayığından çalar. Bu öyküdeki ilginç yanlardan biri de Nuh Tufanı'nı anımsatan bir sel felaketinden söz etmesidir.<br />
Sümer tanrılarının en büyüğü Uruk kentinin tanrısı Anu Babilliler'in en büyük tanrısı ise babil kentinin tanrısı Marduk idi. Babil efsanelerinde Marduk ejderha Tiamat ile dövüşüp onu yener. Yeri göğü ve insanoğlunu yarattığına inanılan Marduk'un yeryüzündeki temsilcisi kraldı. Marduk dışında toprak su gökyüzü Güneş ve Ay tanrıları gibi tanrılara tapılırdı. Asurlular da büyük ölçüde Sümerler'in ve Babilliler'in dinleriyle tanrılarını paylaşıyorlardı. Ama en büyük tanrıları adını imparatorluğun başkentine verdikleri Asur'du. Hem Babilliler hem de Asurlar'ın baş tanrıçası ise Eski Yunanlılar'ın aşk tanrıçası Afrodit'e çok benzeyen Iştar'dı.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-34853105099720638602010-12-11T13:52:00.001-08:002010-12-11T13:52:04.388-08:00TarihçeAkadlar ve Sümerler'in toprakları üzerinde kurulmuş Babil Sümerler'in Uruk kentinde başlangıçta sarayda hizmetçi olan Akad kökenli Kral Sargon'un M.Ö. 23. yüzyılda sarayda iktidarı ele geçirmesi ile ortaya çıkmıştır. En ünlü kralları Hammurabi'dir.<br />
Zamanla imparatorluğun kuzey topraklarında yaşayan Akadlar imparatorluğun son dönemlerine kadar kendi kültürlerini koruyabilmişken Sami kökenli olmayan Sümerler tarih sahnesinden silinmişlerdir.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-3199867863959522762010-12-11T13:51:00.001-08:002010-12-11T13:51:40.190-08:00BabilBabil Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında kurulmuş eski bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Kuzey Babil Devleti ise Şırnak ilinin İdil ilçesi güneyinde Babil köyünde kurulmuştur.<br />
Batıda bilinen adı Babylon Akadcadaki Babilu kelimesinin Yunanca varyantıdır. Kuran-ı Kerim'de şehrin ismi Babil olarak geçer.<br />
Eski Ahitte Babil sözcüğü Babel şeklindedir. Bu sözcük Eski Ahit'te "kargaşa karışıklık" şeklinde açıklanır. Akadca bāb-ilû sözcüğü Tanrı'nın kapısı demektir. Sümerce'de aynı anlama gelen sözcük Kadingirra'dır.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-59579111654917647052010-12-11T13:49:00.000-08:002010-12-11T13:49:03.549-08:003.TANIMLAYICI ISTATISTIKIstatistikte kullanilan bazi parametreler ve simgeleri:<br />
<br />
Örneklem Parametresi Evren ParametresiAritmetik ortalama X µStandart sapma SsVaryansS2s2Birey (Gözlem)sayisi n NKorelasyon r j<br />
3.1. Yigisim Ölçüleri :<br />
Aritmetik ortalama: Deneklerin aldiklari degerlerin toplanip denek sayisina bölünmesiyle elde edilen degerdir.<br />
Ortanca: Bir ölçek üzerinde orta noktanin yerini gösteren bu ölçü tüm degerleri ortadan ikiye bölen degerdir.<br />
Mod: Ölçümlerde en fazla tekrar edilen degere mod denir.<br />
<br />
3.2. Degisim (dagilim) Ölçüleri :<br />
Ranj: En büyük ölçümle en küçük ölçüm arasindaki farktir.<br />
Standart sapma: Ölçümlerin ortalamadan olan farklarinin karelerinin ortalamasinin kareköküdür.<br />
Standart hata: Aritmetik ortalamada olusan hatanin belirlenmesi için bulunur.<br />
3.3. Verilerin Siniflandirilmasi<br />
Bir isletmenin yaptigi üretim belirli bir zaman diliminde ölçülmüs ve asagidaki veriler elde edilmistir.<br />
11594110103921041141061001021009597113981019910393 10796113110108102114901001031141111059910298979391 99114108103100981011041101141131091081061151031111 09112104104102107106119105969496101101106107105113 112991. Dagilimdaki en büyük ve en küçük deger bulunur. Örnegimizdeki en büyük deger 115 en küçük deger 90'dir.<br />
2. En büyük degerden en küçük deger çikarilarak dagilim araligi bulunur.<br />
Dagilim araligi = En büyük deger- En küçük deger Dagilim araligi= 115-90=25<br />
3. Dagilim araligi bir kez 8'e bir kez 15'e bölünerek(sinif sayisinin en az 8 en çok 15 olmasini önerdigimiz için) sinif araligi saptanmaya çalisilir. 25÷8=3.1 25÷15=1.6'dir. 1.6 ile 3.1 arasinda herhangi bir deger sinif araligi olarak seçilebilir. Eger sinif araligini 3 olarak alirsak yaklasik 8-9 sinif elde ederiz sinif araligini 2 alirsak sinif sayimiz 12-13 arasinda olur. Burada sinif araligi 3 olarak alinmistir. Siniflar su sekilde olur:<br />
Siniflar<br />
90-92<br />
93-95<br />
96-98<br />
99-101<br />
102-104<br />
105-107<br />
108-110<br />
111-113<br />
114-116<br />
En küçük deger 90 oldugundan ilk sinifin alt siniri 90 ile baslatilmistir. Tüm sinif sayimiz ise 9'dur. Bütün degerler siniflamaya dahil edilmistir.<br />
Her Sinifa Düsen Frekans (Siklik)<br />
Siniflar saptandiktan sonra her bir degerin hangi sinifa girecegine bakilir. Örnegimizdeki ilk deger 115'dir. Bu deger 114-116 sinifina girecegi için bu sinifin karsisina bir çizgi çizilir. Sonra geri kalan degerler teker teker ait olduklari sinifin karsisina isaretlenir. Buna "Çetereleme" denir. Sonra çeteleler sayilir ve her sinifin karsisina yazilir. Örnek dagilimimizin çetele ve sayi ile gösterilmesi söyledir:<br />
<br />
Siniflar Çetele Frekans90-92/// 393-95 ///// 596-98 ///// /// 899-101 ///// ///// // 12102-104 ///// ///// //// 14105-107 ///// ///// / 11108-110 ///// //// 9111-113 ///// /// 8114-116 ///// 5Toplam 753.4. Gruplanmamis veriler için örnek:"> 3.4. Gruplanmamis veriler için örnek:"> "><br />
<br />
3.4. Gruplanmamis veriler için örnek:<br />
Bir isletmedeki yillik izinler gün olarak asagidaki gibidir. 887776655443 Buna göre;<br />
a) Ortalama izin kaç gündür?<br />
b) Bu grubun ortancasi kaçtir?<br />
c) Mod'u kaçtir?<br />
d) Ranj'i kaçtir?<br />
e) Standart sapmasi kaçtir?<br />
f) Standart hatasi kaçtir?<br />
Çözüm:<br />
a) 8+8+7+7+7+6+6+5+5+4+4+3=70 (äx)<br />
x=äx/n ; x=70/12 = 5.8 = 6<br />
b) Grubun ortancasi 6'dir. c) Mod 7'dir. d) Ranj=8-3= 5<br />
e) Standart sapma: Ölçülerin ortalamadan olan farklari bulunur. Farklarin karesi alinir ve toplanir. Bulunan degerler formülde yerine konur.<br />
Degerler887 7 76655443Ortalamadan farki (x-x)2+2+1+1+1+ 0+ 0+(-1)+(-1)+(-2)+(-2)+(-3)Farkin Karesi (xo-x)2 4+4+1+1+1+0+0+1+1+4+4+9Toplam30Standart Sapma:<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image002.gif[/IMG]<br />
f) Standart hata:<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image004.gif[/IMG]<br />
3.5. Gruplanmis veriler için örnek:<br />
Degerlerfrekans (f)toplam frekans (tf)orta nokta X0fX0X0-X(X0-X)290-9237591273-1316993-9557294470-1010096-9886797776-74999-10112591001200-416102-10414471031442-11105-1071133106116624108-110922109981525111-113813112896864114-1165511557511121Toplam757779549Yukaridaki degerlere göre; a)Aritmetik ortalamayib)Ortancayi c) Standart sapmayi d) Standart hatayi<br />
e) Mod ve f) ranji hesaplayiniz.<br />
Çözüm:<br />
a) Aritmetik ortalama ;<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image006.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image008.gif[/IMG]b) Ortanca;<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image010.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image012.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image014.gif[/IMG]L : Ortancanin bulundugu araligin alt siniri<br />
tfa : Ortancanin bulundugu araliga kadar toplam frekans<br />
tb : Ortancanin bulundugu araligin frekansi<br />
c) Standart sapma;<br />
EvrenÖrneklem[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image016.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image018.gif[/IMG]d) Standart hata;<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image020.gif[/IMG]<br />
e) Mod; gruplanmis verilerde en yüksek frekansin bulundugu araligin orta noktasidir. Buna göre mod=103'tür.<br />
f) Ranj = En yüksek deger-en düsük deger Ranj=116-90=2<br />
<br />
4. NORMAL DAGILIM<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image022.gif[/IMG]<br />
Normal dagilim Özellikleri:<br />
1. Dagilim ortalamaya göre simetriktir. %50'si sagda %50'si soldadir.<br />
2. Egriyle X ekseni arasindaki toplam alan 1 birim karedir.<br />
3. Aritmetik ortalama ortanca tepe deger(mod) birbirine esittir.<br />
4. Ortalama ile + - 1 standart sapma arasi deneklerin %68.2'sini<br />
Ortalama ile + - 2 standart sapma arasi deneklerin %95.44'ünü<br />
Ortalama ile + - 3 standart sapma arasi deneklerin %99.74'ünü kapsar.<br />
5. HIPOTEZ<br />
Bir durum hakkinda ileri sürülen varsayimlardir. Önemlilik testleri bir hipotezi test etmek için yapilir. Hipotez istatistiksel olarak H0 farksizlik hipotezi ve H1 alternatif hipotez olmak üzere gösterilirler.<br />
Öncelikle H0 hipotezi belirlenir. Bu hipotez farksizligi esas alir. Iki ortalama arasinda fark yoktur. Iki grup arasinda iliski yoktur gibi.<br />
H1 alternatif hipotez ise farklilik üzerine kurulur. H1 hipotezi üç sekilde kurulabilir;<br />
H1 = µ1¹µ2 farkliligi belirten bu hipotez çift yönlüdür.<br />
H1 = µ1>µ2 µ1'in µ2 den büyük oldugunu belirten bu hipotez tek yönlüdür. Sag kuyruk testi ile test edilir.<br />
H1=µ1<µ2 µ1'in µ2 den küçük oldugunu belirten bu hipotez tek yönlüdür. Sol kuyruk testi ile test edilir.
Bir hipotez kabul veya ret edildiginde her zaman dogru sonuca varildigi ya da varilan kararin dogru oldugu söylenemez. Burada iki tip hata ortaya çikabilir.
Hipotez Kabul etme ReddetmeDogru Dogru karar I. Tip hata (@)Yanlis II. Tip hata (ß) Dogru kararAlfa (@) : Dogru bir hipotezin yanlislikla reddedilme olasiligidir.">Dogru bir hipotezin yanlislikla reddedilme olasiligidir.<br />
Yanlis bir hipotezin yanlislikla kabul edilme olasiligidir."><br />
Beta (ß) : Yanlis bir hipotezin yanlislikla kabul edilme olasiligidir.<br />
Hipotez: Burs alan ögrenciler almayanlardan daha basarilidir. Hipotez dogru iken reddedilir ise @ birinci tip hata yapilir. Hipotez yanlis kabul edilirse ß ikinci tip hata yapilir.<br />
6. HIPOTEZ TESTI<br />
Örneklem istatistiklerinden yararlanmak suretiyle bir hipotezin geçerli olup olmadigini ortaya koyma islemine istatiksel hipotez testi denir.<br />
Parametrik: Ölçümle deger alinmis ve süreklilik gösteren ölçümlere denir. Parametrik testlerde ortalama varyans oran gibi ölçüler kullanilir.<br />
Nonparametrik: Verileri sayma veya siralama seklinde alinmis degerlerdir. Nonparametrik testler parametrik testlere göre daha zayiftirlar.<br />
Hipotez Test Etme Süreci;<br />
1. Verinin ölçüm biçimi gruptaki denek sayisi gruplarin bagimli ya da bagimsiz olmasi ve varsayimlar dikkate alinarak uygun test seçilir.<br />
2. H0 ve H1 hipotezleri belirtilir.<br />
3. Test istatistigi hesaplanir.<br />
4. Yanilma düzeyi saptanir.<br />
5. Serbestlik derecesi bulunur. (Her teste göre ayri ayri hesaplanir)<br />
6. Tablolardan yanilma düzeyi ve serbestlik derecesindeki tablo degeri bulunur.<br />
7. Hesapla bulunan deger ile tablo degeri karsilastirilir.<br />
8. Karsilastirma sonucuna göre karara varilarak sonuç @ (anlamlilik) degeri ile birlikte belirtilir.<br />
Hipotez test ederken kullanilan hipotezler asagidaki gibi ifade edilir.<br />
H0 = µ1=µ2 H0 = µ1= µ2 H0 = µ1=µ2H1 = µ1 < µ2 H1= µ1¹ µ2 H1 = µ1>µ2I. Sol Kuyruk II.Çift Kuyruk III. Sag Kuyruk Sol kuyruk testinde (I. hipotez grubu): Hesaplanan Z veya t degerleri tablo degerinden küçükse H0 ret H1 kabul büyük ise H0 kabul H1 ret edilecektir.<br />
Çift yönlü testlerde (II. hipotez grubu): Hesaplanan Z ve t degerleri tablo degerlerinden mutlak deger olarak büyükse H0 ret H1 kabul küçük ise H0 kabul H1 ret edilir.<br />
Sag kuyruk testinde (III. hipotez grubu): Hesaplanan Z veya t degeri bunlarin teorik degerinden büyük ise H0 ret H1 kabul; küçük ise H0 kabul H1 ret edilecektir.<br />
Sol kuyruk testiÇift yönlüSag kuyruk Testi[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image024.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image026.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image028.gif[/IMG]<br />
Z' nin kritik degerleri önem düzeyine göre asagida verilmistir.Önem Derecesi(@)Sol Kuyruk Testi Sag Kuyruk Testi Çift Yönlü Test 0.10 -1.28 +1.28 ±1.65 0.05 -1.65 +1.65 ±1.96 0.01 -2.33 +2.33 ±2.58 Önem derecesi sosyal bilimlerde genellikle @ = 0.05 veya 0.01 olarak seçilmektedir.<br />
6.1. PARAMETRIK HIPOTEZ TESTLERI:<br />
Parametrik Test Varsayimlari;<br />
1. Örneklemin çekildigi evrenle ilgili 2. Örneklemle ilgilia- Normal dagilima sahip olmali a- Denekler evrenden rastgele seçilmelib- Varyanslar homojen olmali b- Denekler birbirinden bagimsizolarak seçilmeli<br />
6.1.1.Tek Ana Kütle Ortalamasi Hipotez Testi ( Bagimli gruplarda T Testi)<br />
Bu analizde belirli bir önem derecesinde ana kütle aritmetik ortalamasinin belli bir degerden büyük küçük veya farkli olup olmadigi test edilir.<br />
Örneklem sayisi n>30 ise test istatistigi Z olarak nó30 ise t istatistigi hesaplanir. Bu istatistiklerin formülleri söyledir:<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image030.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image032.gif[/IMG]Bu test uygulanarak iddia edilen ana kütle ortalamasinin gerçek olup olmadigi ve örnegin bu ana kütleye ait olup olmadigi hakkinda da fikir verir.<br />
Bu testin serbestlik derecesi (n-1)'dir.<br />
ÖRNEK: Bir isletmenin yillik ortalama üretim miktari düzenli olarak kaydedilmis ve ortalamasi 500 olarak bulunmustur. Bu yilki üretimi denetlemek isteyen yöneticiler üretimden 100 adet örneklem almis ve ortalamasini X=490 standart sapmasi S=40 olarak bulmustur. %1 güven sinirina göre yillik üretim miktarlarinin ortalamasi 500 kabul edilebilir mi? Test ediniz.<br />
ÇÖZÜM: H0: µ1=µ2 ; H1: µ1¹µ2 ;n>30 oldugundan Z testi uygulanacaktir.<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image034.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image036.gif[/IMG]Serbestlik derecesi n-1 =100-1=99 olarak bulunur.<br />
0.01 güven düzeyinde çift yönlü test kritik degeri=2.58<br />
ZHesap< ZTablo; 2.5<2.58 oldugundan H0 kabul H1 ret edilir.
Sonuç: iki ortalama arasinda fark yoktur. (z=2.5 p<.01)
6.1.2. Tek Ana Kütle Orani Ile Ilgili Hipotez Testi
Ana kütlenin herhangi bir niteliginin belirli bir orandan büyük küçük veya farkli olup olmadiginin test edilmesinde kullanilir.
n>30 ise z istatistigi n<30 ise t istatistigi hesaplanir.Bu istatistiklerin formulleri söyledir.
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image038.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image040.gif[/IMG]ÖRNEK: Pazar payinin %40'ini elinde bulundurdugunu idda eden bir firma satislari ile ilgili yapilan ve 82 birimi kapsayan örneklemde sözkonusu orani %35 bulmustur. %5 güven düzeyinde iddanin dogrulugunu tespit ediniz.
ÇÖZÜM: H0 : p - P = 0 ; H1 : p - P ¹ 0 ; p=%35; P=%40; n=82; @=0.05
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image042.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image044.gif[/IMG]Serbestlik derecesi = n-1 = 82-1=81 olarak bulunur.
0.05 güven düzeyinde çift yönlü test kritik degeri=1.96 dir.
ZHesap< ZTablo; -0.92<1.96 oldugundan H0 kabul H1 ret edilir.
Sonuç: iki oran arasinda fark yoktur. (z=-0.92 p<.05) Iddia geçerlidir.
6.1.3. Iki Örnek Ortalamasinin Karsilastirilmasi (Bagimsiz gruplarda T testi)"><br />
6.1.3. Iki Örnek Ortalamasinin Karsilastirilmasi (Bagimsiz gruplarda T testi)<br />
Birbirinden bagimsiz iki örneklemin ortalamalari arasindaki farkin hangi yönde oldugu ve bu farkin önemli olup olmadigi test edilmesinde kullanilir.<br />
Örneklem büyüklügüne göre n>30 ise z istatistigi n<30 ise t istatistigi hesaplanir.[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image046.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image048.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image050.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image052.gif[/IMG]Bu testte serbestlik derecesi (n1+n2 -2)'dir.
ÖRNEK SORU: Bir isletmede iki vardiya seklinde üretim yapilmaktadir. Birinci
grup 40 günlük çalisma sonunda ortalama 74 parça üretimde bulunmus ve standart sapmasi 8 olarak hesaplanmistir. Ikinci grup ise 50 günlük çalisma sonunda ortalama 78 parça üreterek 7 standart sapma ile çalismislardir. %5 güven sinirlarinda iki grubun ortalamalari farkli midir?
ÇÖZÜM: n1=40 ; X1=74; S1=8; n2=50; X2=78; S2=7; @=0.05
Hipotezler: H0 =X1-X2=0 ; H1 =X1-X2¹0
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image054.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image056.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image058.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image060.gif[/IMG]Serbestlik derecesi (n1+n2 -2) = 40+50-2 =88 olarak bulunur.
0.05 güven düzeyinde çift yönlü test kritik degeri=1.96 dir.
ZHesap> ZTablo; 2.49>1.96 oldugundan H0 reddedilir.<br />
Sonuç: iki ortalama arasinda fark vardir. (z=-2.49 p<.05)
6.1.4. Iki Örnek Oraninin Karsilastirilmasi:
Iki örnek için oranlar hesaplanmis ise; bu oranlar arasi fark ve bu farkin önemi test edilir. Serbestlik derecesi (n1+n2 -2) seklinde hesaplanir.
Hesaplama için n>30 ise z istatistigi n<30 ise t istatistigi hesaplanir.Bu istatistiklerin formulleri söyledir:
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image062.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image064.gif[/IMG]Bu testte serbestlik derecesi (n1+n2 -2)'dir.
ÖRNEK: Bir sampuan üreticisi iki farkli sehirde 100'er kisilik gruplar üzerinde bir arastirma yaparak sampuan kullananlarin oranini belirlemistir. Birinci sehirde %75; ikinci sehirde ise %65 olumlu yanit almislardir. Iki sehirdeki kullanici oranlari arasinda fark olup olmadigini 0.05 güven düzeyinde test ediniz.
ÇÖZÜM: P1=0.75; P2=0.65; n1=100; n2=100; @=0.05
Hipotezler: H0 : P1- P2 = 0 ; H1 : P1 - P2 ¹ 0 ;n=100 oldugundan z testi kullanilir.
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image066.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image068.gif[/IMG]Serbestlik derecesi (n1+n2 -2) = 100+100-2 =198 olarak bulunur.
0.05 güven düzeyinde çift yönlü test kritik degeri=1.96 dir.
ZHesap> ZTablo; 2.22>1.96 oldugundan H0 reddedilir.<br />
Sonuç: iki oran arasinda fark yoktur. (z=2.22 p<.05)
6.1.5. Varyans Analizi ( F Testi )
Ikiden çok örnek kütle ortalamalarinin karsilastirilmasinda kullanilir.
Bu yöntemle toplam degismeye katkida bulunan çesitli degisim kaynaklarinin degiskenler arasi etkilesimi ve deneysel hatalari incelenir.
Varyans analizi tek yönlü ve çok yönlü olarak uygulanabilir. Tek yönlü varyans analizi elle hesaplanabilir ancak çok yönlü varyans analizi için bilgisayar kullanilmalidir. Bu yöntemle ilgili asagidaki hususlara dikkat edilmelidir:
1. Gruplardaki bireyler birbirine benzer ve homojen olmalidir.
2. Gruplar birbirinden bagimsiz olmalidir. Bagimli gruba uygulanmaz.
3. Veriler ölçümle belirlenmis sürekli karakter olmalidir.
4. Gruplardaki denek sayisi(n) en az 20 olmalidir.
5. Gruptaki denek sayilari birbirine esit veya yakin olmalidir.
Bu sartlar saglanamadigi zaman nonparametrik karsiligi "Kruskal Wallis varyans analizi" uygulanmalidir.
ÖRNEK: Isletmede bulunan üç esdeger makina üretimi asagidaki gibidir. Bu üç makina arasinda fark var midir?
AB CToplam4 6 35 7 45 6 54 8 56 6 46 7 44 9 3 5 8 3 4 6 4 4 5 3 Sx47 6838153 (Sx)Sx2227476150853 (Sx2)nj 1010 1030 (Sn) I. Kareler toplamlarinin bulunmasi:
GnKT:Genel Kareler Toplami
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image070.gif[/IMG]
GAKT: Gruplar arasi kareler toplami
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image072.gif[/IMG]
GiKT: Grup içi kareler toplami
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image074.gif[/IMG]
Serbestlik Derecelerinin Bulunmasi:
Genel serbestlik derecesi: GnSD= n-1 =30-1=29
Gruplar arasi serbestlik derecesi: GASD=Grup sayisi-1=3-1=2
Grup içi serbestlik derecesi: GiSD= n-Grup sayisi=30-3=27
Kareler Ortalamasinin Bulunmasi:
Gruplar arasi kareler ortalamasi:
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image076.gif[/IMG]
Grup içi kareler ortalamasi:
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image078.gif[/IMG]
Varyasyon Kaynagi Tablosunun Hazirlanmasi:
Varyasyon KaynagiKareler ToplamiSerbestlik Derecesi Kareler OrtalamasiVKKT SD KO Gn 72.7 29 ---- GA 47.4 2 23.7 Gi 25.3 27 0.937 Hipotezler: H0: Gruplar arasi fark yoktur. H1: Gruplar arasinda fark vardir.
Test istatistigi olarak F istatistigi kullanilir.
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image080.gif[/IMG]
Yanilma olasiligi (güven düzeyi)@ =0.05 seçilmistir.
Varyans analizinde iki serbestlik derecesi kullanilir.
Gruplar arasi serbestlik derecesi=2 Grup içi serbestlik derecesi=27
F tablo degeri bulunur. F=3.35
Karsilastirma: FHesap=25.3 FTablo = 2.35 ; 25.3 > 2.35 oldugundan H0 red edilir.<br />
Sonuç: Gruplar arasinda fark vardir. Üç makinenin üretimi arasinda anlamli bir fark bulunmustur. Bundan sonra gruplar ikiser ikiser karsilastirilir. Bu karsilastirmada t testi kullanilir. Bu sekilde karsilastirilan ortalamalar siralanir ve önem denetimi yapilir.<br />
7. KORELASYON<br />
Korelasyon analizinde iki veya daha çok sayida degisken arasinda bir iliski bulunup bulunmadigi eger varsa bu iliskinin derecesi ve fonksiyonel sekli belirlenmeye çalisilir. Örnegin reklamlarin satisi arttirdigi seklinde bir düsünce yaygindir. Ancak satislarin artisi sadece reklamlar ile açiklanamaz. Nüfus artisi moda fiyat rakiplerle rekabet satislari etkileyen diger nedenler olarak düsünülebilir. Öyle ise reklamlar ile satis arasinda iliskinin olup olmadigi incelenmelidir.<br />
7.1. Dogrusal Korelasyon: Bir degiskenin degeri artarken diger degiskenin degeri düzenli artiyor veya eksiliyorsa iki degisken arasindaki iliski dogrusaldir. Iliski grafik üzerinden de incelenebilir.<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image082.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image084.gif[/IMG][IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image082.gif[/IMG]Korelasyon=+1 Korelasyon=-1 Korelasyon=0 Dogrusal korelasyonun hesaplanmasinda Pearson Momentler Çarpimi korelasyonu kullanilir. Bu formülün uygulanabilmesi için veriler en az aralikli ölçekle toplanmali ve süreklilik gösteren nicel bir degisken olmalidir.<br />
<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image086.gif[/IMG]<br />
Korelasyon katsayisinin degeri -1 ile +1 arasinda degisir. Sonucun +1 çikmasi iki degisken arasinda kuvvetli olumlu iliskinin bulundugunu -1 ise kuvvetli olumsuz iliskinin bulundugunu gösterir. Korelasyon katsayisi 0 'a yaklastikça iliskinin kuvveti zayiflar sifir ise iki degisken arasinda iliskinin olmadigini gösterir.<br />
7.1. Korelasyon katsayisinin önem denetimi:<br />
Hesaplanmis olan korelasyon katsayisinin tesadüfi mi yoksa gerçek bir iliskiyi mi gösterdiginin belirlenmesi için denetlenmesi gerekir.Denetim için kurulan hipotezler H0 : j=0 ; H1 : j ¹ 0 seklinde belirlenir. Test istatistigi su formüle göre hesaplanir<br />
<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image088.gif[/IMG]<br />
r:Korelasyon katsayisini belirtir. Serbestlik derecesi (n-2) dir.<br />
ÖRNEK: Asagida bir isletmede gün olarak kullanilan izin (X) ile performans puanlari (Y) verilmistir. Bu iki degisken arasinda iliski var midir?<br />
XYX2Y2XY114119614213416926312914436313916939211412 12211211441241216144485112512155414161965631391693 96123614472512251446010101001001009118112199114119 61481164121889108110090794981636123614472710491007 0Sx 96Sy 236Sx2 616Sy2 2824Sxy 1075Yukaridaki tabloda hesaplanan degerler formülde yerine kondugunda;<br />
[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/Admin/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image090.gif[/IMG]<br />
Elde edilen sonuca göre kullanilan izin miktari ile performans puanlari arasinda negatif yönlü kuvvetli iliski vardir. Kullanilan izin miktari arttikça performans puanlari düsmektedir.<br />
Bulunan korelasyonun gerçekten önemli olup olmadigi incelenirse:<br />
Hipotezler H0 : j=0 ; H1 : j ¹ 0<br />
<br />
Serbestlik derecesi n-2)=20-2=18<br />
0.05 güven düzeyinde çift yönlü test kritik degeri=2.1 dir.<br />
ZHesap> ZTablo; 4.8>2.1 oldugundan H0 reddedilir.<br />
Sonuç: Bulunan korelasyon önemlidir ve tesadüfi degildir.(t=4.8 p<.05)<br />
<br />
Bu belge Istatistik hakkinda temel kavramlar ve bazi örnekleri içermektedir. Kaynak göstermek kosulu ile alinti yapilabilir.<br />
© Cahit Cengizhan 2001-2003 Ders Notlari ArsivindenUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-74514803645213649202010-12-11T13:48:00.001-08:002010-12-11T13:48:11.363-08:00TEMEL KAVRAMLAR2.1. DEGISKENLER<br />
Degisken: Gözlemden gözleme degisik degerler alabilen objelere özelliklere ya da durumlara "Degisken" denir.<br />
Nicel (Kantitatif) Degisken: Degisik derecelerde az ya da çok degerler alabilen degiskendir. Yas agirlik zeka seviyesi hava sicakligi hiz nüfus vb.<br />
Nitel (Kalitatif) Degisken: Bu degiskenler gözlemden gözleme farklilik gösterirler ancak bu farklilik derece yönünden degil kalite ve çesit yönündendir. Cinsiyet medeni durum göz rengi din milliyet vb.<br />
Süreksiz Degisken: Bu degiskenler miktar yönünden degisiklik yerine tür yönünden degisiklik gösterir. Dolayisiyla bir obje ya da birey bir özellige sahiptir ya da degildir. Cinsiyet medeni durum gibi. Birinin digerine göre daha çok veya az olmasi mümkün degildir. Nitel degiskenlerin hemen hepsi süreksiz dgiskendir.<br />
Sürekli Degisken: Iki ayri ölçüm arasi kuramsal olarak sonsuz parçaya bölünebilir. Yas uzunluk ve agirlik gibi.<br />
2.2. ÖLÇME VE ÖLÇEKLER<br />
Ölçme: Objelere ve ya bireylere belirli bir özellige sahip olus dereclerini belitmek için belirli kurallara uyarak sembolik degerler verme islemidir.<br />
Nominal (Siniflama): Rakamlar sadece verileri farkli gruplara ayirmada kullanilir. Veriye verilen sayi o grubun adidir. Örnegin futbol takimindaki rakamlar plaka isaretleri cinsiyet 01 gibi.<br />
Ordinal (Siralama): Ölçme sonucunda verilen sayisal degerler büyükten küçüge siralanabilir. Bir özellige sahip olus derecesidir. Örnegin yarisma 1.'si 2.'si 3.'sü birinci tercih ikinci tercih vb.<br />
Bu iki ölçek türü ile elde edilmis verilere genellikle nonparamatrik teknikler uygulanir. Ayrica parametrik test varsayimlari yerine getirilemiyorsa hangi ölçekle toplanmis olursa olsun nonparamatrik teknikler tercih edilmelidir.<br />
Esit Aralikli: Sifir ile ifade edilen bir baslangiç noktasi olan sifirin yoklugu göstermedigi kabul edilen ölçektir. Örnegin termometre ve likert ölçegi gibi.<br />
Oranli: Gerçek sifir degerine sahip ve sifir yoklugu ifade eden birbirinin kati olarak ifade edilebilen ölçek türüdür. Metre kg. gibi.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-73136300499894713842010-12-11T13:46:00.001-08:002010-12-11T13:46:27.345-08:00matametikSayı ve biçime ilişkin kavramlarla tanışmamız Yontma Taş Devri’ne kadar uzanır .Yüzbinlerce yıl boyunca insanlar hayvanların yaşadığı koşullardan pek farklı olmayan bir biçimde mağaralarda yaşadılar .Enerjilerinin çoğunu nerede yiyecek bulurlarsa onu toplamaya harcıyorlardı .Avlanmak ve balık tutmak için silahları birbirleriyle anlaşmak için konuşma dilini geliştirdiler .Yontma Taş Devri’nin sonlarına doğru da yaratıcı sanatlarla heykelcikler ve resimler yaparak yaşamlarını renklendirdiler .Fransa ve İspanya’daki yaklaşık 15.000 yıl öncesinin mağara duvar resimlerininayinsel bir anlamı olabilir ama bunun ötesinde de üstün bir biçim anlayışı gösteriyorlardı .<br />
<br />
Maden Devrinde ise bunun aksine ticaret öylesine gelişmişti ki yüzlerce mil uzaklıktaki köyler arasındaki ilişkilerin izleri fark edilebiliyordu .Önce bakırın daha sonra da tuncun eritilmesiyle bu metallerden araçlar ve silahlar yapıldı .Bu da ticaretin ve yeni dillerin daha da gelişmesine yol açtı .Bu dillerdeki nesnelerin çoğunlukla somut ; yani elle tutulur ve gözle görülür nesneleri belirtmesine ve az sayıda olmasına karşın bazı sayısal terimler ortaya çıktı .Benim düşüncelerime göre matematiğin ilk kez ortaya çıktığı çağ Maden Çağıdır .<br />
<br />
Ünlü bir matematikçi olan Adam Smith’in “insan aklının ürünü en soyut düşünceler” olarak tanımladığı sayısal terimlerin kullanılmaya başlanması çok yavaş oldu .Bunlar ilk ortaya çıktıklarında bir cismin sayısını değil niteliğini gösteriyordu .Örneğin ; “bir insan” değil sadece “insan” kavramını gösteriyordu .Sayısal kavramların bu niteliksel kökenlerinin izleri hala Yunanca ve Keltçe gibi bazı dillerdeki ikili terimlerde görülebilir .Sayı kavramı geliştikçe toplama yoluyla<br />
daha büyük sayılar oluşturuldu :2 ile 1 toplanarak 3 2 ile 2 toplanarak 4 2 ile 3 toplanarak 5 bulundu .<br />
<br />
İşte bazı Avustralya kabilelerinden örnek :<br />
<br />
Murray Nehri : 1 =enea 2 =petcheval 3 =petcheval-enea 4 =petcheval - petcheval<br />
<br />
Kamilaraoi : 1 =ma 2 =bulan 3 =guliba 4 =bulan bulan 5 =bulan guliba 6 =guliba guliba<br />
<br />
Zanaatlerin ve ticaretin gelişmesi sayı kavramının netleşmesine yardım etti .Sayılar ticaret yaparken doğal bir yöntem olan bir ya da iki elin parmakları kullanılarak daha büyük birimlerin içinde gösterildi .Buna örnek olarak şimdiki okullarda okuyan küçük sınıflarda ki çocukların sayma yöntemini verebilirim .Bu olayın sonucunda önce 5 sonra 10 tabanlı sayı sistemleri oluşturulup bunlar toplama ve bazen çıkarma ile tamamlandı .Böylece 12 10 + 2 olarak ya da 9 10-1 olarak algılandı .Bazen de taban olarak el ve ayak parmaklarının toplam sayısı olan 20 kullanıldı .Yapılan araştırmalara göre Amerikan yerlilerinin kullandığı 307 sayı siteminden 146’sı onluk 106’sı onluk onikilik ve yirmilik sayı sistemlerinin karışımıydı .Çoğu kişi tarafından yamyam olarak bilinen Amerikan yerlilerinin bu kadar çok sayı sisteminin olması önce bana biraz garip geldi .Fakat sonra onların da en az bizim kadar zeki olduklarını anladım .Yirmili sayı sisteminin en tipik biçmi Meksika’da Mayalar ve Avrupa’da Keltler tarafından kullanıldı .<br />
<br />
Sayılar kümelere ayrılarak tahtanın üstüne çentik ipin üstüne düğüm atılarak ya da deniz kabuklarının beşli yığınlar biçiminde düzenlenmesiyle sayısal kayıtlar tutuldu .Bu yöntemler eski zaman hancılarının çetele tutma yöntemlerine benziyordu .Böyle yöntemlerden 5 10 20 gibi özel simgelere geçilmesi çok kolay oldu .Benzer simgeler uygarlığın doğuşu da denen yazılı tarihin başlangıcından beri kullanılmıştır .<br />
<br />
Yontama Taş Devri’ne kadar uzanan en eski çetele çubuğu 1937’de Vestonica’da bulunmuştur .Bu ; genç bir kurdun 7 inç uzunluğundaki ön kol kemiğiydi ve üzerinde ilk 25’i beşli gruplar halinde düzenlenmiş 55 çentik bulunmaktaydı .Dizinin sonunda önceki çentiklerden iki kat uzun bir çentik vardı .Yeni dizinin başındaki çentik yine 2 kat uzundu ve bunu 30 çentikten oluşan bir dizi izliyordu .<br />
<br />
Böylece sık sık söylenen “eski zamanlarda sayma parmaklara dayalıydı .” görüşü geçerliliğini kaybetmiş oldu .Yazı olmamasına rağmen Yontma Taş Devrin’deki insanların çetele çubuklarını duymak ilginç gelebilir .Fakat gerçek .<br />
<br />
Parmaklar kullanılarak sayı saymak yani 5’erli 10’arlı saymak ancak toplumsal gelişimin belirli bir aşamasında ortaya çıkar .Bu aşamadan sonra sayılar bir tabana göre ifade edildi ve bu da büyük sayıların ortaya çıkmasına yardım etti .Böylece ilkel bir aritmetik ortaya çıktı .14 bazen 10+4 bazen de 15-1 olarak gösteriliyordu .20’nin 10+10 değil de 2´10 olarak gösterilmesiyle çarpma başladı .Bölme 10’un “vücudun yarısı” olarak gösterilmesiyle başladı ama kesirlerin bilinçli bir şekilde oluşturulması hala çok enderdi .Kuzey Amerika’da kabilelerin ancak birkaçında böyle kesirler biliniyordu çoğu durumda bu ½’ydi .Bazen 1/3<br />
<br />
ya da ¼’de kullanılıyordu .Bir başka ilginç durum çok büyük sayılara duyulan ilgidir .Bu belki de tümüyle insana ait bir tutku olan sürünün büyüklüğü ya da öldürülen düşmanların çokluğunu abartma isteğinin sonucudur .Bu eğilimin kalıntıları İncil’de ve diğer kutsal metinlerde de ortaya çıkar .<br />
<br />
Tarih Öncesi Çağlarda Geometri<br />
Cisimlerin uzunluklarını ve içindekileri ölçmek gerekince genelde insan vücudunun bölümleri kullanılarak ; parmak ayak karış gibi basit ölçüler kullanıldı .Arşın kulaç adları bize bu geleneği hatırlatır .Ev yaparken Hint köylüleri de Orta Avrupa’da kutup evi yapanlar da yapıları düz çizgiler boyunca ve yere göre dik açıyla yapmak için kurallar geliştirdiler .Örneğin ; “Düz sözcüğü “germek” sözcüğü ile ilgilidir ve iple yapılan işlemleri gösterir .”Doğru” ve “Keten kumaş” sözcükleri dokumacılık ile geometrinin başlangıcı arasındaki bağlantıyı gösterir .Dokumacılık ölçmeye ilişkin ilginin başlama yollarından biriydi .<br />
<br />
Cilalı Taş Devri insanı geometrik desenlere büyük bir ilgi duyuyordu .Çömleklerin pişirilmesi ve boyanması sazların örülmesi sepet yapımı ve kumaş dokumacılığı daha sonra da metallerin işlenmesi düzlemsel ve alansal ilişkilerin kavranmasını geliştirdi .Dans figürleri de bunda rol oynamış olmalı ki Cilalıtaş Devri’nde yapılan süslemelerde benzerlik ve simetri görülür ; eş şekiller kullanılırdı .Bazı tarih öncesi desenler de üçgensel sayılar bazılarında ise “kutsal” sayılar yer alıyordu .Pisagor matematiğinde önemli rol oynayan üçgensel sayıların oluşturulma çabaları yansımaktadır .<br />
<br />
Bu tür desenler tarih boyunca yaygın olarak kullanılmıştır .Bunların çok güzel örneklerine Girit’teki Minos ve erken dönem Yunan vazolarında daha sonra Bizans ve Arap moziklerinde Pers ve Çin duvar halılarında rastlanır .Bu ilk desenlerin dinsel ya da büyüsel bir anlamı olabilir ama zamanla görsel çekicilikleri ön plana çıkmıştır .<br />
<br />
Taş Devri dinlerinde doğa güçlerine egemen olma çabasının ilkel bir biçimini fark edebiliriz . Dinsel törenler büyü ile iç içeydi .Büyü öğesi de o zamanlar var olan sayı ve biçime ilişkin kavramlarda heykel müzik ve resimlerde içeriliyordu .347 gibi sihirli sayılar Pentalpha ve Swastika gibi sihirli biçimler vardı .Matematiğin toplumsal kökenleri modern zamanlarda silikleşmişse de insanlık tarihinin ilk dönemlerinde bu kökler açıkça görülebilmektedir ve bazı yazarlar matematiğin bu yönünün onun gelişiminde belirleyici olduğu görüşündedir .”Modern” sayı bilimi Cilalı hatta belki de Yontma Taş Devri’nin büyü törenlerinin mirasıdır .<br />
<br />
Zaman Kavramı<br />
En ilkel kabilelerde bile bir “zaman” kavramına rastlanır ve bunun sonucu olarak da Güneş Ay ve yıldızların hareketleriyle ilgili bazı bilgileri edinmişlerdi .Bu bilgiler çiftçilik ve ticaret geliştikçe daha bilimsel bir nitelik kazanmaya başladı .Bitkilerdeki değişimlerin Ay’daki değişimlerle ilişkilendirildiği Ay takviminin kullanılması insanlık tarihinin çok erken dönemlerine kadar uzanır .İlkel insanlar gündönümünü ya da şafakta yedi yıldızlı Süreyya burcunun yükselişini ilgiyle izliyordu .İlk uygarlıkları kuran insanların astronomi bilgilerinin kökeni tarih öncesi dönemlerden gelen bilgilere dayanıyordu .İlk insanlar takım yıldızlarından denizcilikte yararlandılar .Astronomiye ilişkin bu gözlemlerinin sonunda kürenin dairenin ve açısal yönlerin özellikleri hakkında bilgi edinildi .<br />
<br />
Matematiğin başlangıcına ilişkin bu birkaç örnek bir bilimin tarihsel gelişiminin şimdi bu alandaki öğretimde geliştirdiğimiz aşamalarla çakışmayabileceğini göstermektedir .İnsanlarca bilinen en eski geometrik biçimler olan düğümlere ve desenlere ancak son yıllarda bilimsel bir ilgi gösterilmiştir .Öte yandan grafikle gösterim ya da istatistik gibi matematiğin temel dallarının başlangıcı modern zamanlardadır .Bir matematikçi olan A. Speiser bu konuda şöyle düşünmektedir :<br />
<br />
“Matematiğe girişin doğasında var olan sıkıcılığın ön plana çıkma eğiliminin geç başlangıcının sonucu olduğu söylenebilir ; çünkü yaratıcı bir matematikçi ilgi çekici ve güzel problemlerle uğraşmayı yeğler .”<br />
<br />
ESKİ UYGARLIKLARIN MATEMATİKLERİ<br />
Doğu Matematiği<br />
<br />
Doğu matematiği uygulamalı bilim kökenliydi .Takvimin hesaplanması tarımsal üretim ve bayındırlıkla ilgili işlerin örgütlenmesi vergilerin toplanması uygulamalı aritmetik ve ölçme sorunlarına öncelikle ağırlık verilmesini gerektirdi .Bununla birlikte yüzyıllar boyunca özel bir zanaat olarak gelişen bilim yalnızca uygulamaya yönelik değildi ; sırlar öğretilirken soyutlamaya yönelik eğilimler de ortaya çıktı .Aritmetiğin cebire dönüşmesi yalnızca daha pratik hesaplamalar sağladığı için olmadı ; bu aynı zamanda yazıcı okullarında öğretilen bir bilimin doğal bir gelişimiydi .Aynı nedenlerle ölçme ile ilgili bilgiler kuramsal geometrinin başlangıcını oluşturdu .<br />
<br />
Mısır Matematiği<br />
Mısır matematiğine ilişkin bilgilerimizin çoğu iki kaynağa dayanır .Bunlar 85 problemi içeren Rhind Papirüsü ve bundan belki de 200 yıl öncesine ait olan ve 25 problemi kapsayan Moscow Papürüsü’dür .Bu elyazmaları düzenlenirken içerdikleri problemler zaten eskiden beri biliniyordu ; ama yakın dönemden hatta Roma döneminden kalma az sayıdaki papirüsteki yöntemler de bundan farklı değildi .Kullandıkları matematik onlu sayı sistemine dayanıyordu ve 10’dan büyük her 10’lu birim için özel simgeler kullanılıyordu .Bu tür sistemleri Roma rakamlarından biliyoruz : MDCCCLXXVII = 1878 .Bu sistemi kullanan Mısırlılar çarpmayı ardışık toplamalara indirgeyen toplama ağırlıklı bir aritmetik geliştirdi .Örneğin bir sayıyı 13 ile çarpmak için onu önce 4 ve 8’le çarpıyorlardı daha sonra çıkan sonucu sayının kendisine ekliyorlardı .Bu işlemi yaparak inceleyelim :<br />
<br />
Normal çarpma işlemi :3´13=39<br />
<br />
Mısırlıların kullandığı yöntem :<br />
<br />
3´4 =12<br />
<br />
3´8 =24<br />
<br />
24+12 =36<br />
<br />
36+3 =39<br />
<br />
Görüldüğü gibi sonuç aynı .Mısır matematiğinin en önemli yönü kesirlerle yapılan hesaplamalardır .Bütün kesirler payı bir olan birim kesirlerin toplamı olarak yazılırdı .<br />
<br />
Bazı problemlerin teorik yanları ağır basıyordu .Örneğin 100 somun ekmeği 5 kişi arasında her birine düşen pay aritmetik olarak artarak ve en büyük 3 payın toplamının yedide biri en küçük iki payın toplamına eşit olacak biçimde bölüştürülmesi problemi böyleydi .7 evin her birinin 7 kedisi her kedinin kovaladığı 7 farenin olduğu problem geometrik olarak artan bir serinin toplamının formülünü bildiklerini gösteriyordu .<br />
<br />
Böyle problemler için yazılmış şiirler şarkılar bile vardır .Şu şiiri anımsayalım :<br />
<br />
“St. Ives’e giderken<br />
<br />
7 karısı olan bir adamla karşılaştım<br />
<br />
Her karısının yedi sepeti<br />
Her sepetin yedi kedisi<br />
<br />
Her kedinin yedi yavrusu vardı<br />
Her yavrununda yedi çıngırağı vardı<br />
<br />
Yavrular kediler sepetler kadınlar ve çıngıraklar<br />
<br />
Kaç tanesi St. Ives’e gidiyordu ?<br />
<br />
Mezopotamya Matematiği<br />
Mezopotamya matematiği Mısır matematiğinin hiçbir dönemde ulaşamadığı bir düzeye erişti .Burada yüzyıllar içinde bile ilerlemeyi fark edebiliriz .M.Ö 2100’deki en eski metinlerde bile gelişmiş hesap izleri bulunur .Bu metinlerde 10’lu sistemin üzerine 60’lı sistemin eklendiği çarpım tabloları bulunmaktaydı .1 60 3600 ; hatta 60 üstü ve 60 üstü 2’yi gösteren çiviyazısı simgeler kullanılmıştı .Ama bu onların matematiğinin tipik özelliği değildi .Mısırlılar daha büyük her sayıyı yeni bir simge ile gösterirken Sümerliler aynı simgeyi kullanıp değerini bulunduğu yere göre belirliyorlardı .<br />
<br />
Ayrıca 60’lı sayı sistemi insanlığın kalıcı bir kazanımı oldu .Günümüzde kullandığımız saatin 60 dakika ve 3600 saniyeye bölünmesinin de dairenin 360 dereceye her derecenin 60 dakikaya her dakikanın da 60 saniyeye bölünmesinin kökeni de Sümerliler’e kadar uzanır .Birim olarak 10 yerine 60’ın alınmasının sebebi ölçme sistemlerini birleştirmek olabileceği gibi 60’ın birçok böleninin olması da nedenlerden biri olabilir .<br />
<br />
MISIR HİYEROGLİFLERİ<br />
Eğer yazılarınızı eski Mısır hiyeroglifleriyle yazarsanız çoğu kişi bunları okumaya çalışmaktan vazgeçecektir .<br />
<br />
Eski Mısır Hiyeroglifleri’nden Mısır rakamlarını öğrenmek çok kolaydır ; çünkü hepsinin bir görsel anlamı vardır .Büyük bir olasılıkla yazı yazmaya başlamadan once Mısırlılar sayı saymak için parmaklarını kullanıyorlardı .Başka birinin okuması için sayı düzenlemeleri gerektiğinde de yine büyük bir olasılıkla yan yana sıralanmış yapraklar ip parçaları ve çiçekler bırakıyorlardı .Neden mi böyle düşünüyoruz ? Çünkü daha sonradan hiyeroglif yazı sistemini geliştirdiklerinde yaprak ip parçaları çiçek ve hatta yılan ve iribaşlar kullanmışlar .Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-27222822084447170382010-12-11T13:44:00.001-08:002010-12-11T13:44:43.828-08:00STOKES METODU İLE VİSKOZİTE KATSAYISININ ÖLÇÜLMESİ DENEYİN AMACI: Bir sıvının(bu deneyde kullandığımız gliserin) viskozite katsayısının stokes katsayısından faydalanılarak bulunması. ARAÇ VE GEREÇLER:Cam silindir5 adet bilyegliserinmm bölmeli cetvel mikrometrekronometreterazi ve tartım takımı. TEORİK BİLGİ: Yüzeyi kaygan olan bir boru içinden büyük hızlarla akan sıvılar silindirik tabakalar halinde ilerlerler.Boru yüzeyine bitişik olan sıvı tabakası boru çeperi ile sıvı molekülleri arasındaki kuvvetlerin etkisi ile hareketsizdir.Boru yüzeyinden uzaklaştıkça sıvının hızı artar.Farklı akış hızlarının sebebisıvı cinsine bağlı olarak etki eden sürtünme kuvvetlerinin farklı olmasıdır.Bu sürtünme kuvvetine iç sürtünme veya sıvının viskozitesi denir. Viskozite katsayısı: Aralarındaki uzaklık bir cm olan bir cm2lik paralel iki sıvı arasındaki bir cm/sn’lik hız farkı doğuran kuvvetviskozite katsayısına eşit olup birimi (g/cm.s)’dır.Bu birime ^poise ^denir.Sıvıların viskozitesi sıcaklıkla azalırgazların ki ise artar.Küçük bir küre parçasını sıvı içine bıraktığımızı düşünelimküreye yapışan sıvı diğer sıvı yüzeylere göre hareket edecektir.Bu durumda ortaya çıkan sürtünme kuvvetlerisıvının iç sürtünmesinden ortaya çıkar.Stokes’a göre viskozite katsayısı olan bir akışkan içinde V limit hızı ile düşen ‘r’ yarıçaplı küreciğe etkiyen sürtünme kuvveti; F=6r V şeklindedir. V hızı sabit olduğuna göre küreciği hareket ettirici kuvvet ile F kuvveti dengededir.Küreciğin yoğunluğu pakışkanın ki p ise F=4/3r3g(p-p ) =2g/9V(p-p )r2 bulunur.Sağ taraftaki büyüklükleri ölçmek suretiyle viskozite katsayısı() hesaplanabilir.. 2 η Sıvı moleküllerinin iç sürtünme katsayısı r Küresel cismi yarıçapı v Kürenin hareket hızı ρ cismin yoğunluğu ρ sıvının yoğunluğu g Yer çekimi ivmesi dır. DENEYİN YAPILIŞI Deney için viskozite katsayısı ölçülerek sıvı(gliserin) ile doldurulmuş bir cam silindir Ve beş adet bilya gerekmektedir.Viskozite katsayısını ölçmek için sırasıyla aşağıdaki işlemler yapılır; 1.) Verilen beş adet bilyanın her birinin d çapı mikrometre ile üç farklı yerinden Ölçülür.Yapılan ölçümün ortalamasından yarıçap r=d/2 hesaplanır. 2.) Bilyaların hepsi birden duyarlıklı terazide tartılarak M kütlesi bulunur ve bir bilyanın m=M/5 ortalama kütlesi hesaplanır. 3.)Yukarıda elde edilen r ve m değerleri aşağıdaki bağıntıda yerine konularak ortalama yoğunluğu hesaplanır p=3m/4r3 4.)Verilen beş bilyadan biri cam silindirdeki sıvı yüzeyine mümkün olduğu hazırlanan bir harekat yapar fakat hız çabucak limit bir değere ulaşır.Hızın sabit olduğu bölgede cam silindir üzerine A ve B olmak üzere iki işaret çizgisi çizilmiştir.Bilya A çizgisinden geçerken kronometre çalıştırılırB den geçerken durdurulur.Böylece bilya S=AB yolunu alması için geçen t zamanı ölçülmüş olur.Diğer dört bilya için de aynı işlemler yapılır ve ortalama zaman t bulunur. 5.) S=AByolu dikkatli biçimde ölçülerek V=S/t formülünden hız bulunur. 3 6.)r V (gliserinin yoğunluğu =1260 g/cm3) (g = 980 cm.s-2) değerleri formülde yerine konarak "" hesaplanır. 7.)Viskozite katsayısı sıcaklıkla değiştiği için laboratuvar sıcaklığını termo metreden okuyup sonucunuzun yanına diğer veriler ile yazılmalıdır. DENEYLE İLGİLİ YORUMLAR Yaptığımız deneyde içinde gliserin bulunan can silindirden bıraktığımız çeşitli hacim ve kütledeki bilyaların aynı anda silindirin tabanına düşmediğini gördük.Bunun nedeninin sıvının bilyalara uyguladığı kaldırma kuvveti ve bilyaya zıt doğrultuda etki eden sürtünme kuvveti(havanın sürtünmesini ihmal ediyoruz) olduğunu gördük.Bilyaların aynı anda düşmemesinin nedeninin bu nedenlere bağlı olarak kütle yarıçapı ve atış hızlarından ileri geldiği anlaşılmaktadır.Eğer farklı bir sıvı içine bu bilyaları bıraksaydık o cismin viskozite katsayısı ve yoğunluğuna göre farklılık gösterecekti.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-68590342070913342052010-12-11T13:42:00.003-08:002010-12-11T13:42:51.533-08:00Pİ SAYISININ İRRASYONELLİĞİ 4EN BÜYÜK ORTAK BÖLEN VE EN KÜÇÜK ORTAK KAT<br />
İki veya daha fazla doğal sayının ortak bölenlerinin en büyüğüne bu sayıların<br />
En büyük ortak böleni denir.<br />
Örn: 1-) 24 ile 60 doğal sayının e.b.o.b unu bulunuz.<br />
I.yol: 24 ün bölenleri kümesi A={124681224}<br />
60 ın bölenleri kümesi B={123456101215203060}’dır.<br />
24 ile 60 ın ortak bölenlerinin kümesi A n B ={1234612}’dir. 12 24 ile 60 ın en büyük<br />
ortak bölenidir.<br />
II.yol: 24 2 60 2 24=2.2.2.3 ve<br />
2 30 2 60=2.2.3.5 olur.<br />
2 15 5 {2460} e.b.o.b. = 12’dir.<br />
3 1<br />
1<br />
Örn:2-) 60210 ve 310 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 210 2 310 2 60 210 310 2<br />
2 105 3 155 5 30 105 155 5<br />
3 35 5 31 31 6 21 31<br />
5 7 7 1<br />
1<br />
60=2 . 2. 3. 5 (60210310) e.b.o.b. =2 . 5=10’dur.<br />
210=2 . 3 . 5 . 7<br />
310=2 . 5 . 31<br />
Örn:3-) 243648 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 36 2 48 2 (243648) e.b.o.b.=2 . 2 . 3=12<br />
12 2 18 2 24 2<br />
6 3 9 3 12 2<br />
2 2 3 3 6 3<br />
1 1 3 3<br />
1<br />
Örn: 4-) 162024 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
16 2 20 2 24 2 (162024) e.b.o.b.=2 . 2=4<br />
8 2 10 2 12 2<br />
4 2 5 5 6 2<br />
2 2 1 3 3<br />
1<br />
Örn: 5-) 18 ve 60 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 60 2 (1860) e.b.o.b. = 2 . 3=6<br />
3 30 2<br />
3 3 15 5<br />
1 3 3<br />
1<br />
<br />
<br />
<br />
Örn: 6-) 304224 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 42 2 24 2 (304224) e.b.o.b. = 2.3=6<br />
3 21 7 12 2<br />
5 5 3 3 6 3<br />
1 1 2 2<br />
1<br />
Örn: 7-) 1824 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 24 2 (1824) e.b.o.b. =2 . 3=6<br />
3 12 2<br />
3 3 6 3<br />
1 3 3<br />
1<br />
Örn: 8-) 54 sayısının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
54 2 (54) e.b.o.b.=2.3.3.3=54<br />
27 3<br />
9 3<br />
3 3<br />
1<br />
Örn: 9-) 132210 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 210 2 (132210) e.b.o.b. =2.3=6<br />
66 2 105 5<br />
3 21 3<br />
11 11 7 7<br />
1<br />
Örn: 10-) 1206472 sayılarının e.b.o.b. unu bulunuz.<br />
2 64 2 72 2 (1206472) e.b.o.b.=2.2.2=8<br />
2 32 2 36 2<br />
2 16 2 18 2<br />
5 8 4 9 3<br />
5 5 2 2 3 3<br />
1 1 1<br />
EN KÜÇÜK ORTAK KAT (E.K.O.K.)<br />
İki veya daha fazla sayma sayının ortak katlarının en küçüğüne bu sayılarının en küçük<br />
ortak katı denir.<br />
Örn: 1-) 6 15 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
6 2 15 3 (615) e.k.o.k.= 2.3.5=30<br />
3 3 5 5<br />
1<br />
Örn: 2-) 187290 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
18 2 72 2 90 2 (187290) e.k.o.k.=2.2.2.3.3.5=360<br />
3 36 2 45 3<br />
3 3 18 2 15 3<br />
1 9 3 5 1 5<br />
3 1 3<br />
Örn: 3-) 102030 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
2 20 2 30 2 (102030) e.k.o.k.=2.2.3.5=60<br />
5 5 10 2 15 3<br />
1 5 5 5 5<br />
1<br />
Örn: 4-) 456 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
4 2 5 5 6 2 (456) e.k.o.k.= 2.2.3.5=60<br />
2 2 1 3 3<br />
1<br />
Örn: 5-) 80 sayısının e.k.o.k.unu bulunuz.<br />
2 (80) e.k.o.k.=2.2.2.2.80<br />
40 2<br />
20 2<br />
10 2<br />
5 5<br />
1<br />
Örn: 6-) 1824 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
2 24 2 (1824) e.k.o.k.=2.2.2.3.3=72<br />
3 12 2<br />
3 3 6 2<br />
1 3 3<br />
1<br />
Örn: 7-) 2060 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
20 2 60 2<br />
2 30 2<br />
5 5 15 3<br />
1 5 5<br />
1<br />
Örn: 8-) 6072 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
72 2 (6070) e.k.o.k.=2.2.2.3.3.5=360<br />
30 36 2<br />
15 18 2<br />
15 9 3<br />
5 3 3<br />
5 1 5<br />
1<br />
Örn: 9-) 244052 sayılarının e.k.o.k. unu bulunuz.<br />
24 40 52 2 (244052) e.k.o.k.= 2.2=4<br />
12 20 36 2<br />
6 10 13 2<br />
3 5 13 3<br />
1 5 13 5<br />
1 13 13<br />
1<br />
Örn: 10-) Bir limandaki yük gemilerinden birincisi 5 günde ikincisi 15 gündeüçüncüsü 20 günde<br />
bir sefer yapmaktadır. Aynı gün hareket eden bu yük gemileri kaç gün sonra yine birlikte hareket<br />
ederbu süre içerisinde her biri kaç sefer yapar?<br />
5 15 20 2 (51020) e.k.o.k.= 2.2.3.5<br />
5 15 10 2 = 4.15<br />
5 15 5 3 = 60 gün sonra birlikte hareket eder.<br />
5 5 5 5<br />
1 1 1 1<br />
<br />
60:5 = 12 sefer à 1. gemi<br />
60:15 = 4 sefer à 2. gemi<br />
60:20 = 3 sefer à3. gemiUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-79683451138505301552010-12-11T13:42:00.001-08:002010-12-11T13:42:17.467-08:00Pİ SAYISININ İRRASYONELLİĞİ 31- Ardışık 4 doğal sayının toplamı 58’dir.Bu sayılardan en büyüğü kaçtır?<br />
A-) 13 B-) 14 C-) 16 D-) 18<br />
2- D C<br />
? Şekildeki paralel kenarda D açısının ölçümü kaç derecedir?<br />
A x 4x B A-) 360 B-) 540 C-) 72 D-) 144<br />
<br />
3-) % 20’si ile kendisinin toplamı 720 olan sayı kaçtır?<br />
A-) 600 B-) 580 C-) 560 D-) 510<br />
4-) Bir otomobilgideceği yolun sini 8 saate alıyor.Bu otomobilaynı hızla yolun ini kaç<br />
saatte alır?<br />
A-) 3 B-) 4 C-) 5 D-) 6<br />
5-) Bir mal % 15 zararla satılıyor.Eğer 42 000 000 L. daha fazlaya satılsaydı% 20 kar<br />
edilecekti.Bu malın maloluş fiyatı kaç liradır?<br />
A-) 120 000 000 B-) 160 000 000 C-) 180 000 000 D-) 270 000 000<br />
6-) M<br />
Şekildeki z açısı kaç derecedir?<br />
<br />
z = ? A-) 148 B-) 158 C-) 74 D-) 22<br />
<br />
N P<br />
<br />
7-) A<br />
6 8 A > 900 ise x en az kaç olur?<br />
<br />
B C A-) 8 B-) 3 C-) 13 D-) 9<br />
<br />
8-) Bir dış açısı 300 olan düzgün çokgenin kaç köşegeni vardır?<br />
A-) 6 B-) 9 C-) 36 D-) 12<br />
9-) D 6cm C 6cm E<br />
Şekilde ABCD karedir.|CE| = |DC| = 6 cm ise taralı alan<br />
kaç santimetrekaredir?<br />
<br />
A B A-) 24 B-) 18 C-) 116 D-) 12<br />
<br />
10-<br />
Yandaki şeklin çevresi kaçtır?<br />
6<br />
2 3 A-) 41 B-) 45 C-) 38 D-) 36<br />
3<br />
<br />
11- Alanı 125 m2yüksekliği 10 cm olan bir yamuğun tabanlarından birinin uzunluğu 16 cm<br />
olduğuna görediğer tabanının uzunluğu kaç santimetrekaredir?<br />
A-) 11 B-) 10 C-) 9 D-) 12<br />
<br />
12-) B<br />
[ BA // [ DE ise D açısı kaç derecedir?<br />
C<br />
A-) 160 B-) 150 C-) 110 D-) 1200<br />
D E<br />
13-) Bir satıcı tanesi 1 200 000 liraya aldığı iki gömlekten birini 1 400 000 lirayadiğerini<br />
1 600 000 liraya satıyor.Satıcının karı yüzde kaçtır?<br />
A-) 25 B-) 30 C-) 40 D-) 50<br />
14-) 4 usta 96 m2 duvarı 12 saatte sıvarsaaynı hızla çalışan 6 usta aynı duvarı kaç saatte<br />
sıvar?<br />
A-) 6 B-) 8 C-) 4 D-) 9<br />
15-) Bir sayının 2 katının 3 fazlasının 5 te biri 7’dir.Önermesinin belirttiği denklem<br />
hangisidir?<br />
A-) 2x+3= B-) =7 C-) =7 D-) +3=7<br />
16-) 2 x – 3 = 3(x-4) denkleminin R’de çözüm kümesi hangisidir?<br />
A-) {9} B-) {-3} C-) {8} D-) {-9}<br />
17-) Bir top kumaşın sinin ü satılıyor.Geriye 45 m kumaş kaldığına görekumaşın<br />
tamamı kaç metredir?<br />
A-) 36 B-) 48 C-) 56 D-) 60<br />
18-) = ? işleminin sonucu kaçtır?<br />
A-) 4.1010 B-) 4.109 C-) 4.108 D-) 4.107<br />
19-) Bir musluk boş havuzu 6 saatte dolduruyor.Dibindeki bir muslukta dolu havuzu 8 saatte<br />
boşaltıyor.İki musluk birlikte açılırsaboş havuz kaç saatte dolar?<br />
A-) 16 B-) 24 C-) 32 D-) 12<br />
20-) (- ) + (+ ) – (- ) = ? işleminin sonucu kaçtır?<br />
A-) - B-) C-) D-)<br />
21-) Bir okuldaki erkek öğrencilerin sayısıokulun tüm öğrencilerinin ünden 20 azdır.Bu<br />
okulda 160 kız öğrenci olduğuna göreokulun tüm öğrenci sayısını bulunuz?<br />
A-) 350 B-) 400 C-) 320 D-) 480<br />
22-) 2 -<br />
= ? İşleminin sonucu kaçtır?<br />
- 2 A-) - B-) C-) +1 D-) –1<br />
<br />
23-) Şekildeki sayılar bir kurala göre dizilmiştir. ? işareti<br />
yerine hangi sayı gelmelidir?<br />
<br />
A-) 11 B-) 13 C-) 15 D-)17<br />
<br />
<br />
24-) 3 A Yandaki verilen ikişer basamaklı üç sayının toplamı 89 olduğuna göre<br />
AB AB sayısının en büyük değeri nedir?<br />
+ B 4<br />
8 9 A-) 50 B-) 41 C-) 32 D-) 23<br />
25-) 3 katının (+2) fazlası (-10) olan tam sayı kaçtır?<br />
A-) +2 B-) + 4 C-) –6 D-) –4Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-32343205674704528132010-12-11T13:41:00.001-08:002010-12-11T13:41:08.908-08:00Pİ SAYISININ İRRASYONELLİĞİ 2Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi parçalanma inceldikçe alt toplam artmakta üst toplam azalmakta dolayısıyla her ikisi de Riemann toplamına yaklaşmaktadır. Eğer alt ve üst toplamlar aynı bir I sayısına yaklaşırsa Riemann toplamı da aynı I sayısına yaklaşır.<br />
Tanım : f[ab] üzerinde tanımlı sınırlı bir fonksiyon olsun. Eğer limiti varsa bu limite f’nin [ab] aralığındaki belirli integrali denir ve ile gösterilir. Bu durumda f[ab] üzerinde integrallenebilirdir denir.<br />
Örnek: f(x)=x2 ile verilen f fonksiyonunun [01] aralığındaki integralini hesaplayınız.<br />
Çözüm: [01] aralığını eşit uzunluklu n parçaya bölelim. Bu durumda her bir alt aralığın alt boyu<br />
birim olur. Parçalanmanın noktaları<br />
x0 = 0 x1 = x2 = ........xk = ................xn=1 olacaktır.<br />
[xk-1xk] aralığında fonksiyon en küçük değerini xk-1 en büyük değerini xk noktasında alır. Buna göre;<br />
<br />
=<br />
=<br />
U(fp) =<br />
=<br />
= olur. Şu halde;<br />
yazılabilir.<br />
Parçalanma düzgün olduğundan<br />
|P| ® 0 Û n ® dır. Buna göre<br />
Þ<br />
bulunur.<br />
Teorem : f:[ab]®IR fonksiyonu sınırlı olsun. f nin [ab] üzerinde integrallenebilir olması için gerek ve yeter şart her için<br />
U(fP)-A(fP) < (Riemann şartı)
kalacak şekilde [ab] aralığının bir P parçasının varolmasıdır.
İspat :Þ[ab] aralığında f’nin integrallenebileceğini düşünelim ve her sayısına karşılık U(fP)-A(fP) < bağıntısını gerçekleyen [ab] aralığına ait bir P parçasının var olduğunu gösterelim. f[ab] aralığında integrallenebildiğinden
yazılır.
Her sayısı ve [ab] aralığının P1P2 parçalanmaları için;
yazılır.
ve (2) den U(P1)- A(P1)< olduğu açıktır.
P = P1ÈP2 olsun. PP1 ve P2 nin incelmişi olduğundan
A(fP1) A(fP) U(fP) U(fP2) dir. Buna göre;
U(fP) - A(fP) U(fP2)- A(fP1) < elde edilir.
Ü: U(fP) - A(fP) < bağıntısını gerçekleyen herhangi bir sayısına karşılık [ab] aralığının bir P parçalanması var olsun. buradan fonksiyonunun [a.b] aralığında integrallenebileceğini gösterelim.
nin tanımında hemen
A(fP) yazılır. Buradan
0 yazılır. Bu eşitsizlik her sayısı için doğru olduğundan
elde edilir. Bu da f’nin [a.b] aralığında integrallenebileceğini gösterir.
Örnek:
f(c) =
ile verilmiş f fonksiyonunun [01] aralığında integrallenemeyeceğini gösteriniz.
Çözüm : [01] aralığının P1 = düzgün ayrışımını göz önüne alalım.
gibi her alt aralıkta rasyonel ve irasyonel sayılar bulanacağından
m1 = m2 = m3 =.................................= mn =0
M1 = M2 = M3 =.................................= Mn =1 olduğu hemen görülür.
Buradan
A(fPn) =
U(fPn) = bulunur.
U(fPn) - A(fPn) = 1-0 = 1 olur. olursa 1 olduğundan
için U(fPn) - A(fPn) < şartını sağlamaz.
Teorem : f:[ab] ®IR fonksiyonu [ab] aralığında monoton bir fonksiyon ise [ab] aralığında integrallenebilir.
İspat : f’nin [ab] aralığında artan bir fonksiyon olduğunu düşünelim. f artan olduğundan ; f(a)¹f(b) dir.
için |P|< olacak biçimde[ab] aralığının bir P ayrışımı göz önüne alalım. f fonksiyonu artan olduğundan f(a)-f(b)>0 ve [xk-1xk] aralığı için<br />
mk = ebas {f(x): x [xk-1xk]}=f(xk-1)<br />
Mk = eküs {f(x): x [xk-1xk]}=f(xk) olduğu hemen söylenebilir.<br />
Öyleyse ;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
xa = a xn = b olduğundan<br />
U(tP)-A(fP) < elde edilir.<br />
Teorem : f:[ab] ®IR fonksiyonu [ab] aralığında sürekli ise [ab] aralığında integrallenebilir.<br />
İspat :f fonksiyonu [ab] aralığında sürekli ise [xk-1xk] alt aralığında düzgün süreklidir.<br />
mk = f(ck) ck [xk-1xk]<br />
Mk = f(dk) dk [xk-1xk] olsun.<br />
Öyleyse için |dk-ck|< olacak biçimde bir sayısı vardır. Buna göre için olacak biçimde koşulunun gerçekleşmesini sağlayan[ab] aralığının bir P ayrışımı vardır. P ayrışımı vardır. P ayrışımına göre<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Þ<br />
U(tP)-A(fP) < elde edilir.<br />
EGRİ ALTINDAKİ ALAN<br />
y=f(x) bir [ab] aralığında sürekli ve pozitif bir fonksiyon olsun. bu fonksiyonun göstermiş olduğu eğri üzerinde x = a apsisli BC ordinatı ve herhangi x apsisli ED ordinatını gözönüne alalım.<br />
BCDE alanının değeri A olsun.x’e bir artımı verilirse y de bir artımı olarak KG durumunu alır. A alanının x’in artımına karşılık olan artımı da DEKG alanı olup değeri olsun. DEKH ve JEKG alanlarını tamamlayalım. DEKG alanı JEKG alanından küçük ve DEKH alanından büyüktür.<br />
Buna göre;<br />
yazılır ve her taraf e bölünürse<br />
elde edilir. Şimdi artımını sıfıra yaklaştıralım. O takdirde<br />
olarak<br />
veya dA = ydx = f(x)dx olup her iki tarafın integrali eşitlenirse<br />
elde edilir. Sabitini belirtmek üzere x=0 için A=0 olduğu gözönüne alınırsa<br />
0 = q(a) + c ve c = - olur.<br />
Buna göre A=q(x)-q(a) bulunur.<br />
y=f(x) eğrisinin x=a x=b doğruları ve 0x ekseni ile sınırladığı olan hesaplanmak istenirse A ifadesinde x yerine b koymak yeterli olur. O halde söz konusu olan<br />
A=q(b)-q(a) dır. q(x).q(a) ifadesi işareti ile gösterilir.<br />
Buna göre;<br />
<br />
=[q(b)+c]-[q(a)+c] = q(b)-q(a)<br />
burada integrasyon sabiti yok olmuş ve sonuç belirli bir sayı olarak elde edilmiştir. Bu nedenle<br />
integraline belirli integrali denir. a’ ya integralin alt sınırı b’ye de üst sınırı denir.<br />
Sonuç olarak y=f(x) eğrisi x=a x=b ve y=0 (0x ekseni) doğrularının sınırladığı alan<br />
dq(x)=f(x)dx<br />
A= =q(b).q(a) dır.<br />
BELİRLİ İNTEGRALİN BAZI ÖZELLİKLERİ<br />
y=f(x) fonksiyonu [ab] aralığında sürekli ise;<br />
=- dır.<br />
* dq(x) =f(x)dx olarak<br />
= q(b)-q(a) ; = q(a)-q(b) olup<br />
=- bulunur.<br />
y=f(x) fonksiyonu [ab] aralığında sürekli ve a<b<c ise;<br />
= + dır.<br />
* = q(c)-q(a) ve = q(b)-q(c)<br />
+ = q(c)-q(a)+q(b)-q(c)<br />
= q(b)-q(a)<br />
= bulunur.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-1138007906392815692010-12-11T13:40:00.001-08:002010-12-11T13:40:26.494-08:00Pİ SAYISININ İRRASYONELLİĞİanım: aralığını özelliğini sağlayan noktaları yardımıyla n tane a aralığa bölelim.<br />
kümesine aralığının bir parçalanması veya bölüntüsü denir.<br />
........... aralıklarına ’nin P parçalanmasına karşılık gelen kapalı alt aralıkları<br />
............ aralıklarına da açık alt aralıkları denir.<br />
sayısına aralığının boyu veya ölçüsü denir. Alt aralıkların boylarının en büyüğüne P parçalanmasının normu veya maksimal çap denir. ile gösterilir. Şu halde;<br />
’dir.<br />
Eğer tüm alt aralıkların boyları birbirine eşit ise bu parçalanmaya düzgün parçalanma denir.<br />
Bir aralığının sonsuz çoklukta parçalanması vardır. Bu parçalanmalardan bazılarını karşılaştırmak mümkündür.<br />
Tanım: aralığının iki parçalanması ve olsun. Eğer ise parçalanması ’den daha ince veya daha sıktır denir.<br />
Örnek: aralığının iki parçalanması ve olsun. Bu iki parçalanmayı ve bu parçalanmaların normlarını karşılaştırınız.<br />
Çözüm: olduğundan ’den daha incedir.<br />
olduğundan > ’dir.<br />
Bir aralığının parçalanmaları için ise olacağı açıktır. Yani parçalanma inceldikçe normu küçülür. ’nin sıfıra yaklaşması demek her bir alt aralığın boyunun sıfıra yaklaşması ve dolayısıyla alt aralıkların sayısı olan n’nin sınırsız olarak büyümesi yani değerine yaklaşması demektir. Bunun karşıtı doğru değildir. Yani olması ’nin sıfıra yaklaşmasını gerektirmez.<br />
Örnek: parçalanması göz önüne alındığında için olur. Dolayısıyla için dır.<br />
Sonuç: Eğer P parçalanması düzgün ise bu takdirde önermesi doğrudur.<br />
Tanım: f fonksiyonu sürekli olsun. aralığının parçalanması için<br />
<br />
olsun.<br />
ve toplamlarına sırası ile f fonksiyonunun P parçalanmasına karşılık gelen alt toplamı ve üst toplamı adı verilir.<br />
alt aralığında alınan herhangi bir nokta olmak üzere<br />
toplamına f fonksiyonunun P parçalanmasına karşılık gelen bir Riemann toplamı denir.<br />
Riemann toplamı noktalarını seçilişine bağlıdır.<br />
(III. grafikte olarak aralığının orta noktaları alınmıştır.)<br />
Her P parçalanması için<br />
olacağı açıktır.<br />
<br />
Parçalanma inceldikçe alt toplamlar artar üste toplamlar azalır. Bazı fonksiyonlar için üst ve alt toplamla farkı sıfıra yaklaşır. Bu durumda ve toplamları aynı bir I sayısına yaklaşır.<br />
olduğunda eğrisi 0x-ekseni ve doğruları arasında bir sayıdır.<br />
Örnek: fonksiyonunun parçalanmasına karşılık gelen alt ve üst toplamlarını bulunuz. eğrisi 0x-ekseni ve doğruları arasında kalan bölgenin alanı hangi sayılar arasındadır? Aynı soruları parçalanması için cevaplandırınız.<br />
Çözüm: fonksiyonu aralığında arta olduğundan aralığında en küçük değerini en büyük değerini noktasında alır.Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-16346145029828914112010-12-11T13:39:00.001-08:002010-12-11T13:39:29.611-08:00Pİ SAYISININ İRRASYONELLİĞİ ve ÜSTELLİĞİPi Sayısının İrrasyonelliği:<br />
<br />
Nasıl bir pi sayısı? Örneğin : m ve n birer tam sayı olmak üzere pi nin değeri m/n şeklinde yazılabilir mi? yani p nin değeri rasyonel bir sayı mıdır?<br />
Başlangıçta matematikçiler bu yönde ümitliydiler. pi nin bu kadar çok ondalık kısmının hesaplanmasının nedenlerinden biri de buydu herhalde. Matematikçiler bekliyorlardı ki bir yerden sonra basamaklar önceki değerlerini tekrar etsin yani devirli bir ondalık sayı halinde yazılabilsin. Ama bu olmadı Sonunda 1761 yılında İsviçre'li matematikçi Lambert pi nin irrasyonel olduğunu yani dairenin çevresi ile çapının bir ortak ölçüsü olmadığını ispatladı.<br />
<br />
Pi Sayısının Üstelliği:<br />
<br />
pi sayısına ait değerin gittikçe daha fazla basamağını hesaplama tutkusunun yanı sıra matematikçilerin rüyalarına giren başka bir pi problemi de daireyi kare yapma problemiydi. Bu uğraşıya kendilerini kaptıranların önderi Anaksagoras'tır (M.Ö. 500-428) Bir ara Atina'da zındıklıkla suçlanıp hapse atılan Anaksagoras burada can sıkıntısından daireyi kare yapmanın yollarını aramaya başlar. Kendisinin çözdüğünü sandığı bazı yaklaşık sonuçlar elde eder. Daha sonra Kilyos'lu Hippokrates (M.Ö. 5. yüzyıllın ikinci yarısı) aşağıdaki şekilde taranmış ACBA alanının AOB üçgenin alanına eşit olduğunu gösterir Buna benzer başka örnekler gösterir ki belli eğrilerle sınırlanmış bazı bölgelerin alanlarına eşit alanda kareler çizilebilir.<br />
18. yüzyılın sonlarından başla****** dairenin kare yapılmasının imkansız olduğu fikri matematikçilere hakim oldu. Bu kuşku o kadar büyük ki 1775 te Paris Bilimler Akademisi devr-i daim makinesi projeleri açıyı pergel ve cetvel kullanarak üç eşit parçaya bölme yöntemlerinin yanı sıra daireyi kare yapma yöntemlerini de artık inceleme kararı aldı.<br />
1775 te Euler 1794 te Legendra pi nin belki de cebirsel bir sayı olmadığına üstel bir sayı olması gerektiğine ilişkin inançlarını belirtirler. Fakat pi nin üstel olduğunun kanıtlanması için 100 yıl beklendi. Sonunda 1882 yılında Alman matematikçi Lindermann pi nin üstel olduğunu ispatladıUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7631230286703432801.post-6810821969455442072010-12-11T13:11:00.001-08:002010-12-11T13:11:20.517-08:00OSMANLI KURULUŞ DEVRİGİRİŞ:Anadolu (Türkiye) Selçuklularının 1308 yılında ortadan kalkmasıyla beraber, özellikle batı Anadolu’da beylikler arasında, Türk birliğini yeniden oluşturmayı amaçlayan mücadeleler kızışmıştır. İşte bu mücadelelerin neticesinde Anadolu’da Osmanoğullarının yıldızı parlayacak ve altı yüzyılı aşan muhteşem bir Türk devletine tanıklık edecektir.<br />
Söğüt’te temeli atı> Osmanlı Devleti, hakimiyeti altındaki ülke sınırlarını XVI. Yy içinde en geniş boyutlara ulaştırmıştır.Bugün dünya haritası üzerinde yer alan:<br />
Macaristan, Slovanya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Arnavutluk, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye, Moldavya, Ukrayna, Kırım, Dağıstan ve Kafkaslar, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Umman, Kuveyt, Yemen, İsrail, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Sudan, Mısır, Etiyopya, Somali, Eritre, Libya, Tunus, Cezayir, Kıbrıs, İran’ın batı kısımları, kısaca Basra’dan Viyana’ya, Kafkasya’dan Fas’a, Kırım’dan Yemen’e kadar olan coğrafya üzerindeki bütün devletler Osmanlı devletinin sınırları içerisinde idi.<br />
Osmanlı devleti, iki imparatorluk, onlarca devlet ve bir çok beyliğe son vermiş, devrinin bir çok büyük devletini dize getirmiştir.<br />
<br />
OSMANLI KURULUŞ DEVRİ<br />
<br />
Kuruluş Dönemi Hükümdarları:<br />
Osman Bey (1281-1324)<br />
Orhan Bey (1326-1362)<br />
I. Murat (1362-1389)<br />
Yıldırım Beyazıt (1389-1402)<br />
Çelebi Mehmet (1413-1421)<br />
II. Murad (1421-1451)<br />
Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu<br />
Osmanlılar Oğuzların Kayı boyuna mensuptur.Kayı güç ve kudret sahibi demektir. Oğuz inanışına göre Kayı Han Osmanlıların atasıdır. Kayılar, Oğuzların sağ kolda yer alan Bozokların, Günhan kolunun en büyük boyudur. Kayı Han Oğuz Kağan’ın en büyük oğludur. Bu durum Kayılara diğer Oğuz boyları arasında itibar sağlamıştır.Kayı boyunun damgası ( I-Y-I ) dır.<br />
Kayıların Anadolu’ya Gelişi<br />
Kayılar Selçuklularla birlikte İran yaylasına geldiler.Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun fethine katıldılar.Moğol istilası ile birlikte Anadolu’ya göç etmişlerdir.Anadolu’da Ahlat yöresine yerleştiler.Başlarında Süleyman şah olduğu halde güneydoğu Anadolu’ya geçtiler. Süleyman şah Halep’e giderken Fırat’ta boğulmuş ve Türk mezarı da denilen Caber kalesine defnedilmiştir.Babasının ölümüyle Kayıların bir kısmının başına Ertuğrul Gazi geçmişti.(Kayıların bir kısmı ayrılarak Urfa-Viranşehir, Mardin- Derik arasındaki Beriyye bölgesine, bir kısmı da Anadolu’ya dağılmıştır)Kayılar 1230 Yassı çemen savaşında Anadolu Selçuklularının yanında yer aldılar.Savaştan sonra Ertuğrul Gazi yönetimindeki kayılar I. Alaaddin Keykubat tarafından önce Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine daha sonra Bizans sınırında Söğüt, Domaniç bölgesine uçbeyliği olarak yerleştirildiler.<br />
Osmanlı beyliği kurulduğunda balkanlardaki Genel Durum<br />
Balkanlarda siyasi birlik yoktu.Balkan devletleri kendi aralarında savaşlar yapıyorlardı.Var olan devletler şunlardır:<br />
1. Bulgar Krallığı<br />
2. Sırp Krallığı<br />
3. Macar krallığı<br />
En güçlü devlet Sırp Krallığı idi.Bunların dışında Bosna Hersek,Eflak,Boğdan,Erdel ve Arnavutluk beylikleri gibi küçük devletlerde vardı.Trakya ve mora ise Bizans egemenliğinde idi.<br />
Öte yandan Bizans eski gücünü kaybetmiş, ancak siyasi varlığını devam ettirebilmek amacıyla Balkan devletleri ile mücadele halindeydi.Devletin başında Paleoglar sülalesi bulunuyordu.Kendi içinde de taht mücadeleleri sürüyordu.Yerel yöneticiler (Tekfurlar) merkezi yönetimi dinlemiyordu.halk ağır vergiler altında eziliyordu.İç ve dış ticaret Venedikliler ve Cenevizlilerin eline geçmişti.<br />
Anadolu’nun Genel Durumu<br />
Osmanlı Beyliği kurulduğu yıllarda Anadolu Türk beylikleri kendi aralarında mücadele halindeydi.Anadolu Selçuklu Devletinden ayrı> yirmiye yakın beylik vardı.<br />
Trabzon Rum Devleti Karadeniz bölgesine hakimdi.Ancak doğal engeller genişlemesine müsaade etmiyordu.İlhanlılara vergi veriyorlardı.<br />
Anadolu’nun doğusunda bulunan ilhanlılar bölgenin en güçlü devleti idi.1299 da bir çok Anadolu beyliği bağımsızlığını ilan edince etkisi azaldı.<br />
Anadolu’nun güneyinde Memluk Devleti vardı. Suriye,Mısır ve Arabistan’a hakimdi.<br />
Osmanlı Devletinin Kuruluşunu ve Gelişmesini Hazırlayan Nedenler<br />
1. Coğrafi Konum:Osmanlıların yerleştiği uç bölgesi devletin kuruluşunda ve gelişmesinde çok faydalı olmuştur.Moğolların tesir alanının dışında kalmışlardır.Ayrıca zayıf Bizans sınırındadır.<br />
2. Osmanlı Hanedanının Özelliği: Osmanlı kuruluş dönemi padişahları teşkilatçı ve siyasi dehaya sahipti.<br />
3. Komşu Beyliklerin yakın davranması:Diğer beylikler Bizans’a karşı gaza ve cihatta bulunan Osmanlı Beyliğine büyük sevgi duyuyorlardı.<br />
4. Osmanlı Devlet Teşkilatının Mükemmelliği:askeri, Adli, İktisadi ve Ticari teşkilat sağlam esaslar üzerine oturtulmuştu.<br />
5. Osmanlı Hakimiyetinin Taksim Edilmemesi:daha önceki Türk devletlerinden farklı olarak topraklar hükümdar ailesinin değil hükümdarın malı sayılmıştır.Bu durum merkezi yönetimi güçlendirmiştir.<br />
6. Bizans’ın Durumu:IV. Haçlı seferinden sonra Bizans karışıklıklardan kurtulamamıştır. Bizans’ın zayıflaması Osmanlı devletinin işine yaramıştır.<br />
7. Osmanlıların İskan Siyaseti:Osmanlılar fethettiklere yerlere sistemli bir iskan siyaseti uygulanışlardır.Doğudan Moğolların önünden kaçıp gelen Türkmenler bu durumu kolaylaştırmıştır.Fethedilen bölgeler kısa zamanda Türkleştirilmiştir.<br />
8. Fethedilen Bölgelerde Halka İyi Davranılması:Fethedilen bölgelerde yerli halka müsamahalı davranılmıştır.<br />
9. Fethedilen Toprakların Taksim ve İdaresi:Osmanlılar Rumeli’de ele geçirdikleri toprakları miri arazi haline getirmiş böylece halkı senyor baskısından keyfi vergilerden kurtarmıştır.Dini kurumların mallarına dokunmamıştır.<br />
10. Osmanlı Ordusunun Güçlülüğü:Osmanlı ordusu devrinin en disiplinli ve güçlü ordusudur.<br />
11. Gaza ve cihat Anlayışı:Gaza ve cihat anlayışı fetihleri kolaylaştırmıştır.<br />
Ertuğrul Bey Dönemi<br />
Kayılar önceleri Çobanoğulları Beyliğine bağlıydı. Çobanoğulları ise Anadolu Selçuklularına bağlıydı. Yapı> fetihler sonucunda Söğüt, Domaniç, Ermeni Derbendi Kayılara verildi.Ertuğrul Gazi ölünceye kadar(1281) Anadolu Selçuklularına bağlı kaldı.<br />
Osman Bey Dönemi (1281-1324)<br />
Selçuklu Sultanı Osman Bey’e Söğüt ve havalisini vererek, Osman Beyin aşiret reisliğini kabul etti.1281 yılında kayı boyunun yönetimine geçen Osman Bey Ahi’lerin en saygın kişisi Şeyh Edebâli’nin kızı Mal Hatun ile evlendi.Böylece bölgedeki Ahiler ve dervişlerin desteğini kazandı.<br />
Osman Bey Söğütten sonra Bilecik, Karacahisar, İnegöl’ü aldı.Başkenti Bilecik’e taşıdı.(1288)<br />
1299’da bağımsızlığını ilan etti.Selçuklu sultanı III. Alaaddin Keykubat’ın İlhanlı hükümdarı Gazan Han kuvvetleri tarafından tutulup İran’a >ürülmesi üzerine Selçuklu ulemalarından bazıları ve bölgedeki Türkmen beylerinden bir kısmı oğuz geleneğine uyarak Osman Bey’in idaresine girdi.1301’de Yarhisar’ı alarak başkent yaptı.Bunun üzerine tekfurlara yardım etmek için gelen Bizans ordusuyla yapı> 1302 Koyunhisar savaşında (Baphaeon) galip geldi.Bu savaş Osmanlıların Bizans’la yaptıkları ilk savaş ve ilk galibiyettir.Akyazı, Mudurnu, Sapanca, Yalova ve Mudanya alınarak Bursa kuşatıldı.Marmara denizinde İmrehor adası alındı.<br />
Osman Gazi ilk Osmanlı parasını bastırmıştır.ilk Osmanlı kadısı karamanlı Dursun Fakih Karacahisar'a tayin edilmiştir.<br />
Bu fetihler üzerine Anadolu Selçuklu Sultanı Osman Gaziye beylik alameti göndererek Eskişehir ve İnönü'yü de verdi.Türk devleti geleneğine göre ; Sultana tabl, alem ve tuğ gönderilirdi.<br />
Orhan Gazi Dönemi (1324-1362)<br />
Babasının hastalığından dolayı 1320 yılından beri devlet idaresine vekalet ediyordu.Başarılı yönetimi sonucu boyların kararı ile bey olarak tanındı.<br />
Bursa’nın Fethi (1326)<br />
Orhan Bey babasının isteğiyle Bursa’nın fethine hız verdi.Yaptırdığı iki kaleyle Bursa’yı kontrol altına aldı.Kuşatma altına alınan Bursa teslim oldu.<br />
İpek sanayinin merkezlerinden olan Bursa’nın fethi Osmanlı hazinesine büyük gelir sağladı.devlet merkezi Bursa’ya taşınarak başkent yapıldı.<br />
İznik’in Alınması(1329)<br />
İznik’in kaybının Anadolu’nun kaybı olduğunu bilen Bizans imparatoru Maltepe (Palekanon) önlerine karargah kurdu.Ani bir saldırı ile Bizans kuvvetleri dağıtıldı.Bizans bu savaşla Anadolu’dan çekilmiştir.<br />
Hıristiyanlığın önemli kentlerinden olan İznik Türk hakimiyetine girdi.Başkent İznik’e taşındı.İlk medrese İznik’te açıldı.<br />
Karesioğuları’nın Topraklarının Alınması<br />
Osmanlılar doğudan gelen Türkmenlere yurt bulmak zorundaydılar.Böylece Hıristiyan devletlerle mücadelede üstünlük sağlanacaktı.Yeni topraklar elde edebilmek için Rumeli’ne geçmek gerekiyordu.Çanakkale bölgesine ise Karesioğulları Türk Beyliği hakimdi.Karesioğullarının iç mücadelesinden yaralanılarak 1345’te yapı> bir seferle Balıkesir,Edremit körfezi ve Kapıdağ arasındaki bölgeye hakim olundu.Bu durum Rumeli’ye geçişi kolaylaştırmıştır.Karesioğulları Osmanlı’ya bağlanan ilk beyliktir.Osmanlı ilk donanmasını Karesioğullarından almıştır. Akıncı beylerinden olan Hacı İlbey, Evrenos Gazi Osmanlı hizmetine girdiler.<br />
1353’ de önemli ticaret merkezlerinden İzmit ele geçirildi.1354’ de Ankara Ahilerden alındı.<br />
Rumeli’ye Geçiş<br />
Bizans imparatoru Kantakuzen taht kavgaları sebebiyle Orhan Bey’den yardım istedi.Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa yardıma gönderildi.(1345) Yapı> yardımlara karşılık Gelibolu yarımadasında Çimpe kalesi üst olarak verildi.(1354)Orhan Bey’in oğlu Süleyman Gazi yönetiminde 20 bin kişilik Osmanlı kuvveti Rumeli’ne geçti.Kısa sürede Gelibolu çevresi alınarak bölgeye Türkmenler yerleştirildi.1357’de Çorlu, arkasından Bolayır, Tekirdağ, Malkara ve Lüleburgaz alındı.<br />
Türklerin Rumeli’ne geçişi Avrupa’da korku meydana getirdi.Tekrar Osmanlıya karşı haçlı seferleri düzenlendi.<br />
<br />
<br />
Rumeli’ye Geçişin Sebepleri:<br />
1. Cihan Hakimiyeti Egemenliğini gerçekleştirmek<br />
2. Stratejik Nedenler<br />
3. İstanbul’un fethini kolaylaştırmak<br />
<br />
Balkanlardaki fethi kolaylaştıran sebepler:<br />
1. Balkanlarda siyasi birliğin olmaması ve birbirleriyle mücadele etmeleri<br />
2. Türklerin balkanlarda takip ettiği siyaset<br />
3. Balkanlarda önceden yerleşen Türklerin olması<br />
4. Doğudan gelen Türkmenlerin bu bölgeye gönderilmesi<br />
<br />
<br />
Diğer Faaliyetler:<br />
a) İlk divan oluşturuldu.<br />
b) İlk donanma kuruldu.<br />
c) İlk medrese İznik’te açıldı.<br />
d) İlk düzenli ordu (yaya ve müsellem) oluşturuldu.<br />
I.Murat (Hüdavendigar) Dönemi (1362-1389)<br />
Ağabeyi Süleyman babasından önce vefat etmişti.Orhan Bey’in ölümüyle boy beylerinin desteği ile hükümdar oldu.<br />
Öncelikle Anadolu Türk birliğini kurmayı amaçladı.1375’te Hamitoğullarına baskı yaparak 80 bin altın karşılığı Akşehir, Beyşehir, Yalvaç gibi yerleri aldı.1378’de Germiyan beyinin kızı ile şehzade Yıldırım evlendirildi.Çeyiz olarak Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav alındı.<br />
Karamanoğulları kendilerini Anadolu Selçuklularının devamı olarak görüyordu.Osmanlıların bu ilerleyişinden hoşlanmadılar.Osmanlı ordusu Rumeli’nde iken bazı toprakları işgal ettiler.I. Murat ilk olarak Karaman seferine çıkarak taşkınlıklarını önledi.<br />
Edirne’nin Fethi (1363)<br />
Edirne askeri açıdan önemli bir konumda bulunuyordu. Öncelikle Bizans’ın Edirne ile bağlantısı kesildi.Sırp ve Bulgarlar Sazlıdere’de (1363) büyük bir bozguna uğratıldı.Edirne fethedildi ve 1365 yılında başkent ilan edildi.<br />
Sırp Sındığı Zaferi (1364)<br />
Edirne ve Filibe’nin fethi bir haçlı seferinin düzenlenmesine sebep oldu.Papa vasıtası ile Avrupa harekete geçirildi.Balkan ülkeleri birleşti.Macar kralı Layoş’un öncülüğünde Edirne’ye kadar yaklaştılar.Hacı İlbey komutasındaki 10 bin kişilik öncü kuvvetleri tarafından haçlılar hazırlıksız yakalanarak bozguna uğratıldı. Kaçan haçlı kuvvetlerinin büyük bir kısmı Meriç nehrinde boğuldu.Böylece Rumeli’ndeki Türk hakimiyeti kesinleşmiş, ilk haçlı ordusu yenilmiştir.<br />
1372 Çirmen (İkinci Meriç) savaşında Trakya ve Makedonya prenslikleri yenilgiye uğratıldı.<br />
I.Kosava Savaşı (1389)<br />
Türklerin balkanlarda ilerlemesi tekrar haçlı seferine sebep oldu.Buna Karamanoğullarıda katıldı.Seferin sebeplerinden biride Timurtaş komutasındaki Osmanlı ordusunun 1388 yılında Ploşnik’te bozguna uğramasının Balkan krallıklarını umutlandırmasıdır.Sultan Murad Karamaoğulları sorununu çözerek Rumeli’ye geçti.Vezir Çandarlı komutasındaki 30 bin kişilik kuvvet Bulgarlar üzerine yürüyerek etkisiz hale getirdi.Türk ordusu Kosava ovasında haçlılarla karşılaştı.Osmanlı ordusu ilk kez bu savaşta top kullanmıştır. Haçlılar çember içine alınarak imha edildi.Sultan Murad bu savaş sırasında bir Sırplı tarafından hançerlenerek şehit edilmiştir.(10 Ağustos 1389)<br />
<br />
I. Murat’ın Diğer Faaliyetleri<br />
a) Devşirme sistemi uygulanarak Yeniçeri ocağı kuruldu.<br />
b) Tımar sistemi uygulanmaya başladı.<br />
c) Topçu ocağı oluşturuldu.<br />
d) Rumeli beyler beyliği oluşturuldu ve yönetimine Lala Şahin Paşa getirildi.<br />
e) Çandarlı Halil ve Kara Rüstem Paşalar ilk mali düzenlemeyi yaptılar.<br />
f) Sultan unvanını ilk kez kullanmıştır.<br />
g) Kazaskerlik makamını oluşturmuştur.<br />
Yıldırım Beyazıt Dönemi (1389-1402)<br />
Sultan Murad’ın savaş meydanında ölümüyle, babasının vasiyeti üzerine tahta çıkarıldı.Anadolu’da karışıklıklar çıkması üzerine balkan devletleri ile anlaşmalar imzalayarak Anadolu’ya geçti.<br />
a) Anadolu Harekatı:<br />
Sultan Murad’ın ölümünü haber alan Anadolu beylikleri harekete geçmişti. Karamanoğulları Beyşehir’i işgal etmişler,Saruhan, Menteşe, Aydın, Germiyan Beyliklerini kışkırtmışlardı.Yıldırım Beyazıt yanında bulunan Sırp kuvvetleri ile hareket ederek Germiyan, Aydınoğulları, Candaroğulları, Kadı Burhanettin, Menteşe ve Saruhan Beyliklerini ele geçirdi.Bu bölgeyi kapsayan Kütahya merkezli Anadolu Beylerbeyliği kuruldu.<br />
Hemen ardından Karamanoğulları üzerine Konya’ya yüründü.Anlaşma isteyen Karamanoğulları ile anlaşılarak yeniden batıya yöneldi.<br />
b) İstanbul Kuşatması:(1391)<br />
Karaman seferinde Yıldırım ile birlikte bulunan İmparator Yuannes’in oğlu Manuel Bursa’ya gelindiğinde babasının ölümünü haber alıp izinsiz İstanbul’a gitti.Bu durum üzerine İstanbul kuşatıldı.(1391) Macarların Türk topraklarına girdiği haber alınınca kuşatma kaldırıldı.Bu Osmanlılar tarafından yapı> ilk kuşatmadır.<br />
c) Niğbolu Meydan Muharebesi (1396):<br />
Osmanlıların Rumeli’ndeki faaliyetlerinin devam etmesi, akıncıların Bosna’ya, Arnavutluk’a ilerlemesi Haçlıları telaşa düşürüyordu.Bundan en çok rahatsız olan Macarların tahriki ile Fransız, Alman, Belçika, eflak, İngiliz, Felemenk, İskoçya şövalyelerinden oluşan 120 bin kişilik büyük bir haçlı ordusu 1396 mayısında harekete geçti.Bu ittifakın amacı beş yıldır kuşatma altında olan İstanbul’u kurtarmaktı.Yıldırım kuşatmayı kaldırarak 50-60 bin kişilik Osmanlı ordusunu Niğbolu da topladı. Haçlılar Niğbolu ovasında büyük bir yenilgiye uğratıldı.<br />
Sonuçları:<br />
1. Pek çok esir alındı.Esirlerin bir kısmı fidye karşılığı daha sonra serbest bırakılmıştır.<br />
2. Büyük ganimet elde edildi.bu ganimetle Edirne ve Bursa’da pek çok cami, medrese ve imaret inşa edilmiştir.<br />
3. Haçlıların aldığı yerler geri alındı.<br />
4. Bulgar Krallığı ortadan kaldırıldı.Macaristan’a akınlar yapıldı.<br />
5. Haçlı dünyası yarım yüzyıl (1444) Türklerin üzerine yürümeye cesaret edemedi.<br />
6. İstanbul kuşatmalarına yeniden devam edildi.<br />
7. Yıldırım’a halife tarafından Sultan-ı iklim-i rum unvanı verildi.<br />
d) Bizans’la Anlaşma ve Anadolu Hisarı:<br />
Yıldırım Niğbolu zaferinden sonra İsatnbul’u yeniden kuşattı.Kuşatma sırasında Anadolu Hisarı (Güzelce hisar) yapıldı.Güçlü bir deniz kuvveti ve büyük topların olmaması fethi engelliyordu.Şehir abluka altına alınarak teslim olması sağlanmaya çalışılıyordu. Ancak Anadolu’da Timur tehlikesinin ortaya çıkması sonucu kuşatma kaldırılarak Bizans’la anlaşma yapıldı.Sirkecide bir Türk mahallesi kurulmuş, kadı tayin edilmiş, yıllık haraç artırılmıştır.<br />
e) Timur – Yıldırım Mücadelesi:<br />
Timur Cengiz imparatorluğunu yeniden kurmayı amaçlıyordu.İran’ı almış, Hindistan’a sefer düzenlemişti.Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf ve Bağdat Emiri Ahmet Celayir Timur korkusundan Yıldırım’a sığınmıştı.Yıldırım’ın ortadan kaldırdığı beyler ise Timur’a sığınmıştı. Timur Anadolu’ya girerek Sivas’ı yağmaladı.Yıldırım İstanbul kuşatmasını kaldırarak Anadolu’ya ilerledi. İki ordu Ankara yakınlarında Çubuk ovasında karşılaştı.Beyleri karşı tarafta olan bir kısım tımarlı sipahiler, kara tatarlar Timur’un tarafına geçince Osmanlı ordusu dağıldı. Yıldırım esir düştü.(20 temmuz 1402)<br />
<br />
f) Ankara Savaşının Sonuçları:<br />
1. Osmanlı Devletinin 50 yıl kadar duraklamasına sebep oldu.<br />
2. Anadolu Türk birliği dağıldı.<br />
3. Balkanlardaki Türk ilerleyişi durdu.<br />
4. Bizans imparatorluğunun ömrü yarım yüzyıl uzadı.<br />
5. İstanbul’un fethi gecikti.<br />
6. Anadolu’da ki Osmanlı toprakları Timur hakimiyetine girdi.<br />
7. Osmanlı hazineleri ve arşivi yağmalandı.<br />
8. Yıldırım Beyazıt ve oğulları esir edildi.<br />
9. Fetret dönemi başladı.<br />
<br />
Not:Yedi ay kadar esir dönemi yaşayan Yıldırım 9 Mart 1403’ de vefat etti.<br />
Fetret Devri (1402-1413)<br />
<br />
Osmanlılar Ankara savaşında yenilmişlerdi.bundan yararlanan Anadolu beylikleri eski topraklarını fazlasıyla ele geçirdiler.Timur, Osmanlıların yeniden toparlanmalarını engellemek için Yıldırımın oğulları arasındaki taht kavgalarını kışkırtmıştır.Bu dönemde Osmanlının Anadolu hakimiyeti oldukça zayıflamıştır.Fakat balkanlarda Eflak prensliği dışında toprak kaybı olmamıştır.Bunun nedenleri:<br />
1. Tımar sistemi nedeniyle bölgede gelirin ve refahın artması<br />
2. Avrupa’da yüzyıl savaşları nedeniyle büyük bir karışıklık yaşanması<br />
3. Fetihlerde yumuşak bir politika izlenmesi<br />
4. Halkın çapulculara karşı güvenliğinin sağlanması<br />
<br />
Şehzadeler Arasında Mücadeleler:Timur’un Anadolu’da bıraktığı ortam kardeşler arasında 11 yıl sürecek taht mücadelelerini başlattı.bu mücadeleler Bizans entrikaları ile daha da arttı.Süleyman Çelebi Edirne’de, İsa Çelebi Bursa’da, Mehmet Çelebi Amasya’da, Musa Çelebi Balıkesir’de hükümdarlık ilan ettiler.<br />
İsa Çelebi yaptığı savaşlarda yenilerek öldürüldü. Mehmet Çelebi Amasya’da durumunu kuvvetlendiriyordu. Rumeli’de Süleyman Çelebi ile Musa Çelebi mücadelesi başladı. Musa çelebi 1410’da Süleyman Çelebiyi öldürttü.Geriye kalan iki kardeşten Musa çelebi Rumeli’de, Mehmet Çelebi’de Anadolu’da hükümdar oldu.Musa Çelebi bu dönemde İstanbul’u kuşatmıştır. Mehmet Çelebi Osmanlı birliğini sağlamak amacıyla mücadeleye girişti. Bizans’la anlaşarak Rumenliye geçti.Fakat yenildi. Ancak Musa Çelebinin komutanları Mehmet Çelebinin saflarına geçince Musa Çelebi yakalanarak öldürüldü.(1413) Çelebi Mehmet Osmanlı devletini tek bayrak altında toplamayı başardı.<br />
Çelebi Mehmet Dönemi (1413-1421)<br />
a) Anadolu Harekatı:<br />
Çelebi Mehmet idareyi ele geçirdiğinde devlet çoğu Anadolu’da olmak<br />
üzere oldukça toprak kaybetmişti. Çelebi Mehmet’in mücadelesi Karamanoğulları ile oldu. Karamanoğulları Bursa’da Yıldırımın kabrini bile yağmalamışlardı.bu gelişmelerden sonra Edirne’de hükümdarlığını ilan eden Çelebi Mehmet Anadolu’ya geçti. Aydınoğullarından İzmir alındı. Aydınoğlu Cüneyd Bey Niğbolu sancak beyliğine tayin edildi.1414’ de Karaman topraklarına girildi. Akşehir, Beyşehir, Seydişehir alındı. Karamanoğulları ile anlaşma yaparak geri döndü. Candaroğullarından Samsun, İsfendiyaroğullarından Tosya, Çankırı tarafları alındı. Böylece Anadolu Türk birliğini kurma yolunda önemli adımlar atıldı.Çelebi Mehmet Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak ta adlandırılır.<br />
b) Osmanlı- Venedik Deniz savaşı:<br />
Yıldırım döneminde güçlenmeye başlayan denizcilik Akdeniz’in en güçlü donanmasına sahip Venediklilerle mücadele edebilecek güçten yoksundu. Venedik donanmasına bağlı gemilerin Osmanlı ticaret gemilerine düşmanca tavır alması üzerine Çalı Bey komutasındaki 30 gemiden oluşan Osmanlı donanması Akdeniz’e açıldı.Osmanlı donanması yenildi, Çalı Bey şehit oldu.Venedik kaptanınındı yaralanması üzerine Osmanlı donanması takip edilmedi.<br />
c) Şeyh Bedrettin İsyanı:<br />
Şeyh Bedrettin Edirne yakınlarında Simav’da doğdu.Bursa, Konya, Kahire gibi devrin en önemli ilim merkezlerinde okudu.Ünü tüm İslam ülkelerinde yayıldı.Kazaskerlik görevine kadar yükseldi.Yandaşları Yahudi dönmesi Torlak Kemal (Manisa’da ayaklandı), Börklüce Mustafa (İzmir’de ayaklandı) yardımı ile hükümdarlık iddiasında bulundu.<br />
Çelebi Mehmet Şeyh Bedrettin’i Rumeli’de yakalattı.Devrin bilginlerinin kararı ile Serez’de idam ettirdi.(1420)<br />
Bu isyan fetret devrinde halkın düştüğü bunalımdan istifade edilerek çıkarılmıştır.Şeyh Bedrettin komünizm benzeri bir sistem savunuyordu.Her türlü mülkiyetin kaldırılması ve ortak mülkiyet istiyordu.Cennet ve cehennemi ret etmiştir.Osmanlıdaki ilk dini ve sosyal içerikli isyandır.Anadolu Selçuklu dönemindeki Baba İshak ayaklanmasına benzer.<br />
<br />
II. Murad Dönemi (1421-1451)<br />
a) II.Murad ve Mustafa Çelebi Mücadelesi:(Düzmece Mustafa Olayı)<br />
II. Murad tahta çıkar çıkmaz saltanat mücadelesi ile karşılaştı.Timur tarafından Semerkant’a >ürülen amcası Mustafa Çelebi, Timur’un ölümüyle serbest kalmış ve Anadolu’ya dönmüştü.Bizans tarafından para karşılığı esir tutuluyordu.Ancak II. Murat tahta çıktığı günlerde serbest bırakıldı. Karamanoğullarından yardım alan Mustafa Çelebi Bizans’ın da desteğini alarak Rumeli’ne geçti. Gelibolu kalesini kuşattı.Rumeli’ndeki beyler Mustafa Çelebi’nin saflarına geçti.Üzerine gönderilen vezir-i azam Beyazıt Paşa’yı yenerek Edirne’ye girdi ve hükümdarlığını ilan etti.<br />
Rumeli’yi ele geçirdikten sonra Anadolu’ya yöneldi.II. Murad İzmir’de şap madeni işleten Cenevizlilerle anlaştı.Mustafa Çelebi telaşlanarak Bursa’ya geldi.<br />
II. Murad’ın komutanlarından Mihailoğlu vasıtası ile Rumeli beyleri ile gizlice temas kuruldu.Mustafa Çelebinin şehzade olmayıp düzmece olduğuna inandırıldılar.Buna inanan Rumeli beyleri ve Cüneyd beyin II. Murad tarafına geçmesi ile telaşa düşen Mustafa Çelebi Rumeli'ye kaçtıysa da yakalanarak öldürüldü.<br />
Sultan Murad 2 yıl süren bu isyanı bastırdıktan sonra Edirne’ye giderek tahta oturdu.<br />
b) İstanbul Kuşatması:<br />
Mustafa Çelebiye yardım eden Bizans’ı cezalandırmak amacıyla 1422 yılında 30 bin kişilik bir kuvvetle İstanbul kuşatıldı.Büyük toplar olmadığı için şehre zarar verilemiyordu ancak tekerlekli kuleler vasıtasıyla ciddi bir tehdit haline gelinmişti.İlk kez kuşatmada donanma kullanılmıştır.Bu sırada Bizans’ın desteklediği II. Murad’ın küçük kardeşi şehzade Mustafa’nın isyan etmesi üzerine kuşatma kaldırıldı.<br />
c) Şehzade Mustafa İsyanı:<br />
Sultanın 13 yaşında olan Hamiteli sancak beyi olan kardeşi şehzade Mustafa korkarak Karamanoğullarına sığınmıştı.Anadolu beylikleri de yardım etmişlerdi. İstanbul kuşatması sırasında Bizans şehzadeyi yanına çağırarak destek verdi.Bursa’yı kuşattı. İznik’i ele geçirdi.Kuşatmayı kaldıran II. Murad Gelibolu yoluyla Anadolu’ya geçti. İznik’e gelerek kardeşini yakalatarak boğdurttu.<br />
d) Anadolu Beylikleri ile Mücadele:<br />
Anadolu beylileri II. Murad’ın ilk yıllarındaki saltanat mücadelelerinden yararlanmaya çalışmışlardı. En önemlileri Karaman, Germiyan, Menteşe ve Candaroğullarıdır.II. Murad şehzade Mustafa olayını hallettikten sonra belikler üzerine yürüdü.Candaroğulları ikiye ayrılmıştı.Birbirleri üzerinde hakimiyet kuramayınca Osmanlı egemenliğini tanıdılar.<br />
II. Murad Menteşeoğulları üzerine yürüyerek 1425 yılında Muğla’yı alarak beyliğin hakimiyetine son verdi.1426’da Aydın oğullarını yeniden kurmak isteyen Cüneyd beyin üzerine gidiler Salihli’de yakalanarak idam edildi.<br />
Sıra Karamanoğullarına gelmişti.1437 yılında sefere çıkılarak Konya içlerine kadar ilerlendi.İbrahim Bey kaçarak dağlık bölgeye sığındı ve barış istedi.Rumeli’de durum karışık olduğundan teklif kabul edildi.Bu barışa göre:<br />
<br />
1) Karamanoğlu İbrahim Bey toraklarına dönecek.<br />
2) İşgal ettiği Hamideli toprakları Osmanlılara katılacak<br />
<br />
Fakat İbrahim Bey sözünde durmayarak Macarlar ve Bizans ile anlaşarak Osmanlıları arkadan vurmuştur.Beylik ortadan kalkana kadar mücadele devam etmiştir.<br />
e) Rumeli’de ki Durum:<br />
Bu dönemde Makedonya, Selanik,Teselya alınmış, Arnavutluk Osmanlı himayesine girmişti.<br />
Balkanların en güçlü devleti olan Macarlar Türk ilerleyişinden rahatsızlık duyuyordu.Sultan Murad’ın ilk yıllarındaki kargaşadan yararlanarak Sırbistan üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştılar.Sultan murad 1426 yılında Eflak’a girdi. Macar ve Eflak kuvvetleri mağlup oldu.1427 yılında Sırp kralı Lazar Osmanlı hakimiyetini kabul etmek zorunda kaldı.Sırp kralı Lazar’ın ölümüyle başa geçen kralı Osmanlılar kabul etmedi. Osmanlı Macar mücadelesi hızlandı.Türkler Sırbistan’a girdi. Macarlar ise Belgrat’ı işgal etti.Burada Macarların bozguna uğraması üzerine Sırp kralı Bırankoviç Türk hakimiyetini kabul etti.Eflak prensside Türk üstünlüğünü tanıdı.1428’de barış yapılmasına rağmen Macarlar iddialarından vazgeçmedi.<br />
Macarlar yeni müttefikler aramalarına rağmen Türk kuvvetleri Macaristan içlerine kadar girdi.Fakat Belgrat alınamadı. Bu durum Macarları cesaretlendirdi.<br />
Osmanlı aleyhine Bizans ve Avrupa’da ittifak çalışmaları hızlandı.Eflak beyi tarafından Osmanlı kuvvetleri pusuya düşürülerek 20 bin asker şehit edildi.Bağlı beyler cesaret bularak ayrıldılar.Osmanlının cezalandırma seferleri de başarısızlıkla sonuçlandı.Türkler aleyhine Karamanoğullarınında bulunduğu büyük bir ittifak kuruldu. İttifakta Sırp, Erdel, Eflak, Macar kuvvetleri bulunuyordu. Niş yakınlarında büyük kayıplar veren Osmanlı kuvvetleri geri çekilmeye başladı. Haçlı birlikleri Filibe’ye kadar ilerledi.Ancak soğukların artması ile Daha fazla ilerleyemeden geri çekilmek zorunda kaldılar.<br />
Segedin Antlaşması (1444)<br />
Balkanlarda ardı ardına gelen yenilgiler Osmanlı devletini zor duruma soktu.Anlaşmadan başka yol yoktu.sultan Murad girişimlerde bulunarak 12 Haziran 1444’ de Segedin barışının yapılmasını sağladı.<br />
<br />
Maddeleri:<br />
1. Sırp krallığı yeniden kurulacak, sırplardan Türklerin aldığı topraklar geri verilecekti.Buna karşılık Sırplar Türklere vergi verecekti.<br />
2. Eflak, Türklere vergi vermeye devam edecek, fakat Macaristan himayesinde olacaktı.<br />
3. Her iki taraf Tuna’yı geçemeyecekti.<br />
4. Anlaşma 10 yıl geçerli olacaktı.<br />
<br />
Önemi ve Sonuçları:<br />
1. Osmanlılar Balkanlarda rahatlama sağlayarak, yeniden toparlanmak için zaman kazanmışlardır.<br />
2. Macarlarla tampon bölge oluşturularak onların direk zararından kurdurulmuştur.<br />
3. İlk defa sınır kavramı ortaya çıkmış ve tuna nehri belirleyici olmuştur.<br />
4. Sultan II. Murad bu ortamdan yararlanarak hükümdarlığı 12 yaşındaki II. Mehmet’e bırakmıştır.<br />
5. Bu durum Avrupa’da yeni bir Haçlı seferinin toplanmasına neden oldu.<br />
f) Varna Savaşı (1444)<br />
Segedin antlaşması sonucu tahtın II. Mehmet’e bırakılması Osmanlı devletinin içinde ve Avrupa’da olmak üzere iki önemli sonuç doğurdu.<br />
I. Osmanlı Yönetiminde Etkisi:Küçük yaştaki bir şehzadenin tahta çıkması Osmanlı devleti içinde karışıklıklara sebep oldu.Çandarlı Halil Paşa ile öbür vezirler Şehabettin Paşa, II. Mehmet’in lalaları Zağnos Paşa, İbrahim paşa arasında nüfuz mücadelesi başladı.Bu mücadele Çandarlı sülalesinin yönetimden Fatih tarafından uzaklaştırılmasına kadar devam etmiştir.<br />
II. Avrupa’da Etkisi:Çocuk yaşta bir padişahın tahta çıkması Avrupa’da yeni bir ümit doğurdu.Segedin anlaşmasının kabul edilemeyeceği ilan edildi.Yeni bir haçlı seferi hazırlığına girişildi.<br />
Bu haçlı ordusuna Macar, Polonya, Eflak, Hırvat, Bohemya, Almanya ve Venedik katıldı.Haçlı ordusu Tuna’yı geçerek Varna önlerine geldi.Çandarlı Halil Paşa ve diğer devlet adamlarının ısrarı ile II. Mehmet babası II. Murad’ı tahta davet etti. II. Murad Edirne’ye gelerek ordunun başına geçti.Varna’da iki ordu karşı karşıya geldi. Osmanlı ordusu turan savaş taktiğini uygulayarak haçlıları büyük bir bozguna uğrattı.Haçlı ordusunun başında bulunan Kral Ladislas öldürüldü.(10 Kasım 1444)<br />
Sonuçları:<br />
1. Osmanlıların daha önceki yenilgilerinin izleri ortadan kalktı.<br />
2. Hıristiyan haçlı dünyasının İstanbul’u kurtarma girişimlerinin sonuncusu olmuştur.<br />
3. Türkleri balkanlardan atma girişimi bir kez daha sonuçsuz kaldı.<br />
4. Osmanlıların balkanlarda ki yerleşimi hızlandı.<br />
5. II. Murad bir müddet tahtı oğluna bırakarak çekildiyse de devlet adamlarının ısrarlı davetleriyle tekrar tahta çıktı.<br />
g) II. Kosova Savaşı (1448)<br />
Macar kralı Jan Hunyad; Macar, Eflak, Polonya ve Almanlardan oluşan ordusu ile Sırbistan’ı işgal ederek Osmanlı topraklarına girdi ve Kosova’ya geldi.Üç gün süren savaşın sonunda turan savaş taktiği kullanılarak Jan Hünyadi ve ordusu ağır bir yenilgiye uğratıldı.(19 Ekim 1448)<br />
<br />
Sonuçları:<br />
1. Balkanlar kesin olarak Türk yurdu haline geldi.<br />
2. Haçlılar bir daha Osmanlılara saldırma cesareti gösteremedi.<br />
3. Avrupa’da bundan sonra taarruz sırası Türklere geldi.<br />
4. Balkanlar, Türklerin Ortaasya ve Anadolu’dan sonra üçüncü yurdu oldu.<br />
5. Türklerin son savunma, haçlıların son saldırı savaşı olmuştur.<br />
Not:İkinci Kosova savaşı Hendek, Miryekefelon, Sakarya savaşları gibi savunmadan taarruza geçilen savaşlara benzerdir.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
YÜKSELME DÖNEMİ (1453-1579)<br />
<br />
GİRİŞ:Osmanlı devletine Avrupalılar kendi tarihlerindeki isimlendirmeye uygun olarak Osmanlı imparatorluğu (Ottoman empire) adını verirler. Osmanlı devleti çeşitli din ve soylara sahip milletleri barındırmakla birlikte hukuki ve sosyal yapısı bakımından hiçbir imparatorluğa benzemez. Esasen devletin resmi adı da Devlet-i Âliyye-i Osmanniye (Ulu Osmanlı Devleti) dir<br />
Osmanlı devleti bir uç beyliğinden kısa sürede genişleyerek bir cihan devleti (süper devlet) haline gelmiştir.Bu devlet çok çetin mücadeleler vererek büyümüştür. Ancak, en zayıf zamanında bile insani değerleri adaletle korumuştur.<br />
Osmanlı tarihini ister hikaye ister destan diye okuyalım sonuç değişmeyecek bu tarihte kusurlar görülecek, ancak Türk ve İslam tarihinin en yüksek eseri olduğu anlaşılacaktır.<br />
Bu bölümde hasımlarının bile “Dağılırken de muhteşemdi” dediği Osmanlı devletinin yükselme dönemini işleyeceğiz.<br />
<br />
Yükselme Dönemi Hükümdarları:<br />
Fatih Sultan Mehmet (1451-1481)<br />
II. Beyazıt (1481-1512)<br />
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)<br />
Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566)<br />
II. Selim (1566-1574)<br />
III. Murad (Sokullu’nun ölümüne kadar) (1574-1579-1595)<br />
<br />
Osmanlı devletinde İstanbul’un fethinden 1579’da Sokullu’nun ölümüne kadar olan döneme yükselme dönemi denilir. Bu dönemde devlet bütün kurumlarını tamamlamış ve yaptığı genişleme ile bölge devleti olmaktan çıkarak dünya devleti haline gelmiştir. Dönemin en büyük ve en güçlü devletidir.<br />
Osmanlı padişahlarına ortaasya geleneğine uygun olarak han veya sultan unvanı verilmiştir. Halifelik haklarının Osmanlı’lara geçmesinden sonra halife unvanını da kullanmışlardır.<br />
<br />
NOT:Kanuni Sultan Süleyman’ın son iki yılında vezir-i azam olan Sokullu Mehmet Paşa, II. Selim ve III.Murad döneminde bütün devlet işlerinde söz sahibi olup bu iki padişahı devlet işlerinden uzak tuttuğu için 1566-1579 yılları arasındaki döneme Sokullu dönemi’de denilir.<br />
II. Mehmet (Fatih) Dönemi (1451-1481)<br />
<br />
Fatih 1451 yılında babası II. Murad’ın ölümü üzerine üçüncü defa ve kesin olarak tahta çıktı.Manisa’da vali olarak bulunuyordu.Dünya tarihinin en büyük hükümdarlarından olan Fatih çok genç yaşta tahta çıkmıştı.Son derece iyi yetişmiş ve deha sahibi idi.Tahta geçer geçmez bu değişiklikten yararlanmak isteyen Karaman beyi İbrahim Bey Osmanlı topraklarına saldırdı.Fatih hemen Anadolu’ya geçti.Osmanlı ordusu Akşehir’e geldiği zaman Karamanoğlu gönderdiği elçiler vasıtası ile Osmanlıdan af diledi.Fatih İstanbul’un fethi ile uğraşmak istediğinden bunu kabul etti.<br />
Fatih tahta çıktığında Balkanlar ile Anadolu arasında birleşik hayatı engelleyen en önemli unsur Bizans’tı. Bin yıllık devlet olan Bizans küçüle küçüle sadece İstanbul’a hükmeden bir devlet haine gelmişti.<br />
O günlerde İstanbul sadece Edirne kapı- Haliç arasında yer alıyordu. Bugün ki Galata’nın bulunduğu yerde ise küçük bir Ceneviz kolonisi yer alıyordu.<br />
Bu duruma rağmen Bizans boğazları kontrol ediyor, Avrupa ile ilişkiler kuruyor, Haliç’i kapatıyor, beylikleri kışkırtıyor, çeşitli entrikalar çeviriyordu.<br />
Fatih amacını gerçekleştirmek için Macarlara, Sırplara, Bizans’a gayet yumuşak davranıyordu. Amacı haçlıların birleşmesini önlemek, zaman kazanmaktı.<br />
<br />
İstanbul’un Fethi (29 Mayıs 1453)<br />
FETHİN SEBEPLERİ<br />
Fethin sebeplerini dini, siyasi ve ekonomik sebepler olmak üzere üçe ayırmak mümkündür.<br />
<br />
A-Dini Sebepler:<br />
Hz. Muhammet bir hadisinde bir hadisinde İstanbul’un mutlaka feth olunacağını belirtmekte, onu feth eden ordu ve komutanları övmektedir.Bu sözleri Emeviler, Abbasileri etkilediği gibi Osmanlıları da harekete geçirmiştir.<br />
B-Siyasi Nedenler:<br />
1. Asya ve Avrupa’ya yayılmış Osmanlı devletinin ortasında bir engel olması<br />
2. Haçlıları genellikle Türklere karşı Bizans’ın tahrik etmesi<br />
3. Anadolu beyliklerini Osmanlı’ya karşı kışkırtması<br />
4. Osmanlı devletinde kardeş kavgalarını desteklemesi<br />
5. İstanbul’un yeniden Latinler tarafından alınmasını engellemek<br />
6. Balkanlarda ve Anadolu'da yapı> savaşlarda askerlerin karşıya geçirilmesinde yaşanan zorlukları ortadan kaldırmak<br />
7. İstanbul’un coğrafi ve jeopolitik konumu<br />
8. Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi<br />
9. İstanbul’un önemli bir merkez olması<br />
C-Ekonomik Nedenler:<br />
Osmanlı devletinin coğrafi, iktisadi ve askeri durumunun gelişmesi için İstanbul’un alınması gerekli idi.Boğazların tam olarak kontrol altına alınmasıyla Karadeniz ticareti ele geçirilebilirdi.<br />
<br />
FETİHTEN ÖNCEKİ İSTANBUL KUŞATMALARI<br />
İstanbul tarih boyunca pek çok kez kuşatılmıştı.Ancak çok güçlü surlara sahip olması sebebiyle fethedilememişti.Kuşatan devletler sırasıyla şunlardır:<br />
1) Makedonya kralı Filip:M.Ö. 340 yıllarında bilinen ilk İstanbul kuşatmasıdır.<br />
2) Roma imparatoru Septinus Severis: M.Ö. 194<br />
3) İranlılar: M.S.616<br />
4) İran- Avar ittifakı: M.S. 626<br />
5) Emeviler: Müslümanlar ilk kez bu dönemde kuşattılar.<br />
6) Abbasiler:Müslümanlar tekrar İstanbul’u kuşattılar, Bizans haraca bağlandı.9. yy. kadar Abbasiler defalarca Bizans’ı kuşattı.<br />
7) Ruslar:864 yılında İstanbul’u kuşattılarsa da yenik olarak geri çekildiler<br />
Cool Macarlar:959’da kuşattılar fakat yenildiler.<br />
9) Latinler:1204 yılında IV. Haçlı seferini İstanbul’a yaparak Bizans’a son verdiler. 1261 yılına kadar Latin krallığı eliyle İstanbul’u yönettiler.<br />
10) Rumlar:1261 yılında İznik Rum imparatoru VI. Mihael Paledogis tarafından İstanbul Latinlerden alındı.<br />
11) Venedik:1302 yılında Venedikliler tarafından kuşatılmış fakat alınamamıştır.<br />
12) Ceneviz:1348 yılında Galata’da yaşayan Cenevizliler İstanbul’a saldırmış fakat başarılı olamamıştır.<br />
13) Osmanlı:İlk kuşatma Yıldırım Beyazıt tarafından 1391’de yapıldı.Kuşatma dört kez tekrarlandı ve Anadolu hisarı yapıldı.Bunu Çelebi Mehmet ve II. Murad tekrarladı fakat çeşitli nedenlerle başarılı olunamadı.<br />
<br />
İstanbul’un Fatih Dönemine Kadar Alınamamasının Sebepleri:<br />
1. Bizans’ın Avrupa devletleri tarafından roma imparatorluğunun devamı sayılması, kutsal şehir kabul edilmesi ve doğudaki son Avrupa kalesi olarak görülmesi<br />
2. Savunmaya elverişli konumu ve sağlam surlara sahip olması<br />
3. Karadan ve denizden kolayca yardım alabilmesi<br />
4. Bizans’ın İstanbul savunması konusunda çok deneyimli olması<br />
5. Devrin teknolojilerinin yetersiz olması<br />
Fatih Döneminde Fethi Kolaylaştıran Etkenler:<br />
1. Bizans’ın eski gücünü kaybetmesi, ordu ve donanmanın zayıflaması<br />
2. Din, mezhep ve parti çatışmalarının olması<br />
3. Osmanlı ordusunda surları yıkabilecek yopların olması<br />
4. Fetih için yapı> hazırlıkların tam olması<br />
Fetih için yapı> hazırlıklar:<br />
1. Karamanoğulları ile barış yapılması<br />
2. İstanbul boğazının en dar yerine Rumeli hisarının (Boğazkesen) yapılması<br />
3. Edirne’de şahi adıyla surları yıkabilecek büyük topların yapılması<br />
4. 400 gemilik bir donanmanın yapılması<br />
5. Turhan Bey’in Mora’ya gönderilerek İstanbul’a yardımın engellenmesi<br />
6. Macarlarla üç yıllık anlaşma yapılması<br />
7. Eflak ve Sırbistan ile barış anlaşmasının yenilenmesi<br />
<br />
Bizans’ın Hazırlıkları:<br />
1. Haçlı dünyasından yardım istendi.Bunun karşılığında Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birleştirilmesi teklif edildi. Ancak Bizans halkı buna karşıydı.<br />
Buna rağmen Papa ve Venedik’ten bir miktar asker geldi.Sakızlı Cenevizlilerden iki kalyon ve bir miktar asker geldi.Mora’dan, adalardan ve İspanya’dan bir miktar asker geldi.<br />
2. Surlar kuvvetlendirildi<br />
3. Rum ateşi her yere yerleştirildi.<br />
4. İstanbul’da bol bol yiyecek depolandı.<br />
5. Haliç zincir çekilerek kapatıldı.<br />
<br />
İstanbul’un kuşatılması ve Fethi (6 Nisan- 29 Mayıs 1453)<br />
<br />
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra imparator Konstantin Dragezes’e elçi gönderilerek şehrin teslim edilmesi istendi.fakat teklif ret edilince 6 Nisan 1453’te kuşatma başladı.ordunun mevcudu 75 bin kadardı. Büyük toplarla surlar dövülüyordu. Bizans aldığı yardımlar sayesinde başarılı bir savunma veriyordu. Fatih 21-22 Nisan gecesi 72 parçalık donanmayı Tophaneden Kasımpaşa limanına, Haliç’e indirdi. Bizans ve Latin donanması topa tutuldu. Gittikçe gücünü kaybeden İstanbul 29 Mayıs 1453’te yapı> son saldırı ile alındı.Kuşatma 53 gün sürmüştür.Şehir fethedilince halka din ve mezhep özgürlüğü tanınmıştır. Ortodoks kilisesinin başına Katolik-Ortodoks birleşmesine karşı çıkan birisi getirildi. Amaç Avrupa Hıristiyan birliğinin oluşmasını engellemekti.<br />
<br />
FETHİN SONUÇLARI<br />
Fethin sonuçlarını Türk ve dünya tarihi açısından iki kısımda inceleyebiliriz.<br />
Türk Tarihi Açısından Sonuçlar<br />
1. Osmanlı devletinin iki kıta arasındaki bütünlüğü sağlanmıştır.<br />
2. Boğazların savunması kolaylaşmıştır.<br />
3. Osmanlı tabi başkentine kavuşmuştur.Başkent Edirne’den İstanbul’a taşındı.<br />
4. Osmanlılar ve padişahların İslam dünyasındaki itibarı artmıştır.<br />
5. Osmanlıların yükselme dönemi başlamıştır.<br />
6. Ticaret yollarının denetimi Türklerin eline geçmiştir.<br />
Dünya Tarihi açısından Sonuçları<br />
1. Türkler artık dünya siyasetinin ve Avrupa tarihinin vazgeçilmez unsuru haline geldi.<br />
2. Tarihi Bizans imparatorluğu sona erdi<br />
3. Ortaçağ sona erdi, Yeniçağ başladı.<br />
4. İstanbul’dan giden bilim ve sanat adamları İtalya’ya giderek Rönesans’ın başlamasını sağladılar.<br />
5. İpek yolu denetim altına alındığı için coğrafi keşiflere zemin hazırlandı.<br />
6. Tüm Ortodokslar himaye altına alınarak Avrupa’nın dini birliği önlendi.<br />
7. Avrupa devletleri İstanbul’da ilk sürekli elçilikler kurmaya başladılar.<br />
8. Büyük toplarla kalelerin yıkılabileceği görülmüş, dolayısıyla derebeylikler yıkılmış mutlak krallıklar kurulmaya başlamıştır.<br />
Fethe Tepkiler<br />
Bizans’ın ortadan kalkması Avrupa’da büyük tepkiye sebep oldu.Ancak Avrupa kendi arasında mücadele halindeydi. Ayrıca Varna ve Kosova savaşlarının etkisi hala korunuyordu.Bu sebeplerle Papanın haçlı seferi çağrısı cevap bulmadı.Papalık yıllık yas ilan etti.<br />
En fazla tepki Venedik’ten gelmişti. Bunun sebebi çıkarlarının zedelenmesidir.Fatih tepkileri önlemek için aşağıdaki önlemleri aldı:<br />
1. Venediklilere ticaret serbestliği tanınmış.Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapmaları kaydıyla 200 bin altın vergi alınmıştır.<br />
2. Ortodoks kilisesinin hakları aynen tanınmış, patrikhaneye yetkiler verilmiştir.<br />
3. Galata’daki Cenevizlilere ve Galata halkına güvence verilmiştir.<br />
Fatih’in Batı Siyaseti<br />
İstanbul’un fethinden sonra<br />
1. Avrupa’da doğan tepkileri önlemek<br />
2. Batıdaki hakimiyeti pekiştirmek<br />
3. Sınırları genişletmek<br />
4. İslam’ı yaymak<br />
5. Hıristiyan birliğini bozmak<br />
6. Balkan uluslarını tam olarak yönetim altına almak<br />
7. Doğudan gelen Türkmenlere yurt bulmak<br />
Amaçlarıyla batıya yönelik seferler yapılmıştır.<br />
a. Sırbistan Seferi (1454):<br />
Sırbistan II.Murad devrinde alınmış ancak Edirne-Segedin antlaşmasıyla (14449 elimizden çıkmıştı.Fatih daha önce Türk egemenliğinde olan yerleri istedi. Sırplar bunu kabul etmeyince üç büyük seferden sonra başkentleri Semendire Mahmut Paşa tarafından alınarak Sırp krallığına son verildi.Belgrat dışındaki bütün Sırp toprakları Osmanlıya bağlandı.(1459)<br />
b. Mora sefer (1460):<br />
İstanbul’un fethinden sonra Mora’da bulunan iki büyük Rum despotluğu vergiye bağlanmıştı. Bu despotluklar arasında devamlı mücadele oluyordu. Mora İtalya seferleri için bir üst konumundaydı. Bu mücadelelerden de yararlanılarak Atina ve Mora alındı.<br />
c. Eflak seferi (1476):<br />
Macarlarla anlaşan eflak beyi vermesi gereken vergiyi vermemeye başladı.Gönderilen elçiyi öldürttü ve bir Türk birliğini kazığa vurdurdu. Bunun üzerine Eflak seferine çıkan Fatih Eflak beyi Vlad’ı yendi ve Eflak’ı Osmanlı devletine bağladı.<br />
d. Boğdan Seferi (1476)<br />
Boğdan beyliği de Osmanlı egemenliğini tanımıştı. Osmanlı-Venedik savaşını fırsat bilerek bağımsız olmaya çalışan Boğdan hakimiyet altına alındı.<br />
e. Bosna ve Hersek Seferi (!462-1464)<br />
Macarlarla anlaşan Bosna kralı vergisini vermemeye başladı.Fatih Venedik savaşı sırasında Bosna seferine çıkarak bölgeyi aldı. kral öldürüldü. Hersekte 1465 yılında alındı. Hıristiyanlığın Bogomil mezhebine mensup bölge halkı zaman içinde kendi isteğiyle Müslümanlığı kabul etmiştir.<br />
f. Arnavutluk’un Ele Geçirilmesi (1479):<br />
II. Murad döneminde alınmıştı.Fakat Osmanlı sarayında yetişen, sancak beyliği rütbesine kadar yükselen Arnavut asıllı İskender bey kaçarak Arnavutluk'ta bir isyan çıkardı. Macarlar ve Venediklilerle anlaştı. Fatih tarafından 3 sefer düzenlendi.I. seferde (1465) İlbasan kalesi yapıldı ve Balaban Paşa fetihle görevlendirildi. Balaban Paşa’nın öldürülmesi üzerine II. Sefer yapıldı (1467) bazı garnizonlar ele geçirildi. İskender beyin ölümüyle yerine oğlu Jean geçmişti. Arnavutlukta çıkan kargaşadan yararlanılarak III. Sefere çıkıldı.(1479) Kroya ve İşkodra ele geçirildi.Arnavutluk hakimiyet altına alındı. (1479)<br />
g. Osmanlı Venedik savaşı (1463-1479)<br />
İki ülke arasında ilişkiler ilk olarak Çelebi Mehmet döneminde başlamıştı.Fakat asıl ilişki İstanbul’un fethinden sonra başladı.Bu fetih Venedik’in doğu ticaretine darbe vurmuştu. 1463’ de başlayan savaş 16 yıl sürdü. Venedik denizde Osmanlı karada güçlüydü. Venedikliler, Arnavutları, Eflak, Boğdan beylerini, Uzun Hasan ve Karamanoğullarını kışkırttılar.Venedik savaşının son yılları daha çok Arnavutlukta geçti. Fatih’in Arnavutluk seferinden sonra barış istemek zorunda kaldılar. Bu barışa göre:<br />
1. Venedikliler bu savaşta Osmanlılardan aldıkları yerleri geri verdiler.<br />
2. Arnavutluk’tan alınan Kroya ve İşkodra kaleleri Osmanlılarda kaldı.<br />
3. Osmanlılar Dalmaçya, Arnavutluk kıyıları, Mora’da Venedik’ten aldıkları yerleri geri verdiler.<br />
4. Venedik her yıl Osmanlı devletine 10 bin Venedik altını savaş tazminatı vermeyi kabul etti.<br />
Ayrıca Venedik’e şu imtiyazlar verilmiştir:<br />
1. Venedikliler İstanbul’da devamlı elçi bulundurabilecekti. (Venedik elçilerine balyos denir.)<br />
2. Balyoslar Osmanlı topraklarına yerleşen Venedik vatandaşlarının davalarına bakacaktı.<br />
3. Venedik bayrağı çeken herhangi bir gemi Venedik gemisi sayılacak ve saldırılmayacaktı.<br />
4. Osmanlı saldırısına uğramadan önce herhangi bir devlet Venedik bayrağı çekerse Venedik’in bağlaşığı sayılacak ve saldırılmayacaktı.<br />
Bunlar yabancı bir devlete verilen ilk imtiyazlardır.Osmanlı devletinde ilk yabancı elçi bulundurma hakkını elde eden devlet Venedik’tir.<br />
h. İtalya seferi (1480):<br />
Fatih Anadolu’da iken Papalık Osmanlıya karşı Avrupa’yı kışkırtıyordu.Rodos kuşatıldıysa da başarılı olunamadı. Gedik Ahmet Paşa tarafından Otranto kalesi alındı. Roma’nın fethi için üst elde edildi.Kafelonya, zanta ve Ayamavra adaları ele geçirildi. Fakat Fatih’in ölümüyle Otranto kalesi ve bu adalar kaybedildi.<br />
i. Osmanlı Macar İlişkileri:<br />
Macarlar Bu dönemde de Osmanlının aleyhinde bulunmuşlardır. Venedik ile ittifak kurmuşlardı. Üzerlerine sefer yapılmasa da sınır çatışmaları sürmüştür.<br />
Fatih’in Karadeniz Siyaseti<br />
Karadeniz seferlerinin amaçları:<br />
1. Karadeniz’de Venedik ve Ceneviz üstünlüğüne son vermek, bu devletlerin İslam dünyası aleyhine yaptığı esir ticaretini engellemek.<br />
2. İstanbul’a gelen kürk, buğday, deri ve tuz sevkıyatında esas rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek<br />
3. Karadeniz’i bir Türk gölü haline getirmek.<br />
4. Kırım’ı Osmanlı nüfuzuna almak ve bölge Türkleri ile ilişki kurmak.<br />
Bu amaçlarla:<br />
<br />
a. Amasra’nın Alınması (1459):<br />
Amasra Cenevizlilere ait bir ticaret kolonisiydi. Fatih İstanbul’un fethinden sonra şehirde yaşayan Cenevizlileri çıkardı.Amasya karadan ve denizden kuşatılarak alındı.<br />
b. Candaroğlu Beyliğinin Alınması (1460):<br />
Amasra’nın fethi sırasında Candaroğlu İsmail hediyeler sunarak Sinop’u kurtarmak istemişti.Bir yıl sonra şehir alınmıştır.<br />
c. Trabzon’un Alınması (1461):<br />
IV. Haçlı seferinden sonra kurulan devlet Kommen sülalesinden gelen David Kommen tarafından yönetiliyordu.Uzun Hasan’a güvenerek vergilerini ödemeyince karadan ve denizden kuşatı> Trabzon Rum İmparatorluğu fethedildi.(26 Ekim 1461)<br />
d. Kırım’ın Fethi (1475):<br />
Kırım askeri ve jeopolitik olarak önemli bir konumdaydı. Altınordu devleti sonrasında Kırım hanlığı kurulmuştu. Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Kefe’yi ele geçirdi ve bölgedeki Ceneviz kolonilerini ele geçirdi.<br />
Sonuçları:<br />
1) Osmanlı devleti doğu ticaret yollarına sahip oldu.<br />
2) Karadeniz Türk gölü haline geldi.<br />
3) Kırım Hanlığı Osmanlı devletine bağlandı.<br />
4) Karadeniz’deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi.<br />
5) İpek yolunun denetimi Osmanlı devletine geçti<br />
Fatih’in Anadolu Siyaseti<br />
Anadolu siyasetinin amaçlar:<br />
1. Rumeli’de daha rahat fetihler yapmak için Anadolu’nun egemenlik altına alınması zorunluluğu<br />
2. Doğuyu güvence altına almak<br />
3. Anadolu’da ticareti ve ticaret yollarını canlandırmak.<br />
Bu amaçla.<br />
a. Amasra’nın Alınması (1459)<br />
b. Sinop’un Alınması (1460)<br />
c. Trabzon’un Alınması (1461)<br />
d. Karaman’ın Osmanlılara Bağlanması (1466):<br />
Karamanoğlu İbrahim beyin 1464’te ölmesi üzerine oğulları birbirlerine düşmüşlerdi. Oğulları arasındaki çekişme bazı devletlerin olaya karışmasına sebep oldu. Uzun Hasan’ın yardımıyla İshak Bey Karaman beyi oldu. Kardeşi Pir Ahmet Bey Fatih’e başvurarak yardımlarıyla karaman tahtına çıktı. Ancak Venedik seferi sırasında Venedik’le ittifak kurdu. Bu durum üzerine Konya ve Karaman alınarak Osmanlıya bağlandı. Konya halkının bir kısmı İstanbul’a gönderildi. Pir Ahmet Bey Uzun Hasan’a sığındı. Bu durum Osmanlı-Akkoyunlu savaşının sebeplerinden birisidir.<br />
e. Otlukbeli savaşı (1473)<br />
Doğu Anadolu’da güçlü bir devlet kuran Akkoyunlular Fırat’tan Maveraünnehir’e kadar yayılmışlardı.Timur devleti ve Karakoyunlular’ı yenmişti. Uzun Hasan Anadolu’yu ele geçirmek istiyordu. Anadolu’ya büyük bir askeri güç göndersiyse de bozguna uğratıldı. Buna rağmen Venediklilere güvenerek Trabzon ve Kayserinin kendisine verilmesini istedi. Devrin en güçlü ordusuna sahip Osmanlı devleti birkaç saat içinde süvarilerden kurulmuş Akkoyunlu ordusunu perişan etti. Uzun Hasan zorlukla kaçtı. Zayıflayan devlete Şah İsmail son verdi.<br />
Fatih’in Güney Siyaseti<br />
Kuruluş devrindeki dostluk içinde olan Memluk-Osmanlı ilişkileri Fatih döneminde bozulmaya başladı.İlişkilerin bozulma sebepleri:<br />
1. Osmanlıların Memluk hakimiyetindeki Dulkadiroğulları iç işlerine karışması.<br />
2. Hicaz su yollarının tamir sorunu<br />
Bu sorunlara rağmen sıcak savaş yaşanmamıştır. Fatih halife Memluk egemenliğinde olduğundan İslam dünyasında kazandığı itibarı korumak istemiştir.<br />
Fatih’in Ege Siyaseti<br />
İstanbul’un fethi ile ticaret yolları Osmanlı egemenliğine girmeye başlamıştı. Ancak hala Venedik ve Cenevizliler denizlerde önemli bir güçtü. Adalar vasıtasıyla korsanlık yapıyorlardı. Fatih’in siyaseti Anadolu’ya yakın adaları ele geçirmek, güçlü bir donanma yaptırmaya çalışmak olmuştur.Alınan adalar:<br />
1. İmroz, Taşoz, Bozcaada, Semadirek ve Limni’nin alınması (1456),Cenevizlilerden alınmıştır.<br />
2. Midilli’nin alınması. (1462) Venediklilerden alınmıştır.<br />
3. Eğriboz’un alınması. (1470) Venediklilerden alınmıştır.<br />
4. Rodos Seferi. (1480) Sen-jan şövalyelerinin elindeydi.Hem karadan hem denizden kuşatılmasına rağmen alınamadı.<br />
<br />
<br />
Not:Fatih Türk tarihinde çağ açan tek hükümdardır.Osmanlı’da yükselme dönemini başlatmıştır. İlim ve teknolojiye çok önem verirdi. İstanbul kuşatması sırasında tarihte ilk kez kullanı> havan toplarının projesini kendisi çizmişti.Sahn-ı Seman medresesini kurarak İstanbul Üniversitesinin temellerini attı Kanunname-i Ali Osman adıyla ilk kez örfi kanunları yazılı hale getirdi.Arapça, Farsça, Grekçe, Latince ve İtalyanca bilirdi.Fatih’in ölümü Roma’nın fethinden korkan Avrupa’da sevinçle karşılandı.Son seferini nereye yapacağı bilinmiyordu. Sefer sırasında öldü.Zehirlediğinden şüpheline nen Yahudi asıllı doktor askerler tarafından parçalandı.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
II. Beyazıt Devri (1481-1512)<br />
Fatih çıktığı bir sefer sırasında hastalanarak ölünce tahta çıkması için Amasya valisi olan Beyazıt ve Karaman valisi olan Cem Sultana haber gönderildi.<br />
Devşirme kökenli devlet adamları Beyazıt’ı, Türk kökenliler ise Cem Sultanı tutuyordu. Cem Sultana giden haberci yolda öldürülünce Beyazıt gelerek tahta çıktı.Bu olay Osmanlı tarihinde 15 yıl sürecek bir sorunun doğmasına sebep oldu.<br />
Cem Sultan II. Beyazıt’ın hükümdarlığını tanımayarak Bursa’ya geldi. Hakimiyet alameti olarak adına hutbe okutarak para bastırdı. Devletin paylaşılmasını Anadolu’nun kendisine verilmesini istedi. Başlayan savaşta yenilerek çekilmek zorunda kaldı.<br />
Konya’ya gelerek Karamanoğullarının desteğini aldı. Daha sonra sırasıyla Ş>’a ve Mısır’a gitti. Memluklar Cem Sultanı desteklediler. Aldığı yadımlarlarla Anadolu’ya giren Cem Sultan Akşehir’de yapı> savaşı kaybetti. Rodos şövalyelerine sığınmak zorunda kaldı. (1492) Böylece Cem Sultan sorunu iç sorunken Avrupa sorunu haline geldi. Önce Fransa’ya daha sonra Vatikan’a gönderildi. 25 şubat 1495’te hastalanarak öldü.<br />
Sonuçları:<br />
1. Devşirme kökenli devlet adamları ile Türk soylu devlet adamları arasında rekabet hızlandı.<br />
2. Memluklularla ilişkiler bozulmuş savaşlar başlamıştır.<br />
3. Endülüs Emevilerine yardım yapılamadı.<br />
4. Karamanoğulları yeniden sorun olmuş bu beyliğe kesin olarak son verilmiştir. (1463)<br />
5. Fetihler duraklamıştır. Büyük ekonomik kayıplar olmuş, büyük miktarlarda haraçlar verilmiştir.<br />
6. II. Beyazıt’ın hükümdarlık süresinin hemen hemen yarısı bu mücadeleyle geçmiştir.<br />
Siyasal Olaylar<br />
II. Beyazıt dönemi önceki dönemlere nazaran sönük geçmiştir. Bunun en önemli sebepleri Cem Sultan sorunu ve II. Beyazıt’ın Sakin barış taraftarı kişiliğidir.<br />
Osmanlı-Memluk İlişkileri<br />
Fatih döneminde bozulmaya başlayan ilişkiler bu dönemde savaşlar yapılmasına sebep oldu.Bunun sebepleri:<br />
1. Memlukluların Dulkadiroğullarının iç işlerine karışması<br />
2. Memlukluların Ramazanoğullarını egemenlikleri altına almak istemesi<br />
3. Cem Sultanı himaye etmeleri ve destek vermeleri<br />
4. Karamanoğullarını himaye etmeleri<br />
5. Hindistan’daki Gücerat hükümdarı II.Mahmut Şah tarafından Osmanlı devletine gelen elçilik heyetini durdurmaları ve hediyelere el koymaları<br />
gibi nedenlerle iki taraf arasında 1485’te savaşlar başladı.Çukurova ve Toroslar bölgesinde yapı> savaşlarda iki tarafta başarılı olamadı. Tunus hükümdarının araya girmesi ile barış yapıldı (1491). Çukurova bölgesi Mekke ve Medine evkafı olduğu için Memluklara bırakıldı.<br />
Osmanlı-Venedik Savaşları<br />
İstanbul’un fethi ile Osmanlı-Venedik ilişkileri bozulmuştu. Fatih döneminde uzun savaşlardan sonra bir takım imtiyazlar verilerek haçlı birliğinden ayrılmışlardı. Ancak Osmanlı aleyhine çalışmalara devam ediyorlar, Mora halkını kışkırtıyorlardı.Böylece Osmanlı Venedik savaşları yeniden başladı.<br />
Karadan ve denizden kuşatı> İnebahtı (1499) ardından Modon, Koron ve Navarin kaleleri ele geçirildi.Yunan adaları da alınınca Venedik barış istedi.Yapı> barışla aldıkları yerler Osmanlıda kalması koşulu kabul edildi. (1502)<br />
Osmanlı-Safevi İlişkileri<br />
15. yy da Akkoyunlu egemenliğine son veren Şah İsmail’in kurduğu Safeviler güçlü bir devlet haline gelmişlerdi. Türk asıllı olan bu devlet Şii inanışına sahipti.<br />
Safevi devleti Şii propagandacılar göndererek Anadolu’da Şiiliği yaymaya çalışıyor, halkı isyana teşvik ediyordu. II. Beyazıt olaylara müdahale etmekte gecikiyordu. Özellikle Tekeli yöresinde isyanlar çıkmıştır. Şahkulu isyanı zorlukla bastırılabildi.<br />
Bu Şii hareketi II. Beyazıt’ın gevşekliğini göstermiş ve Şehzade Selim babasına karşı mücadeleye başlamıştır.<br />
Boğdan’ın Fethinin Tamamlanması ve Lehistan ile ilk Savaşlar<br />
Boğdan voyvodasının Macarlarla anlaşması üzerine 1484’te Kili ve Akkerman kaleleri alınarak Boğdan’ın Fethi kesinleşti. Böylece Osmanlı ve Kırım toprakları karadan birleşti.<br />
Bunun üzerine bölgeye asker gönderen Leh kuvvetleri püskürtüldü. Bu ilk Osmanlı-Leh savaşıdır.<br />
I. SELİM (YAVUZ) DEVRİ (1512-1520)<br />
Fatih döneminde oldukça büyüyen devlet II. Beyazıt döneminde durgunluk dönemine girmişti. Yavuz döneminde hızlı genişleme tekrar başladı. Bu kısa saltanat döneminde devletin toprakları iki buçuk kat arttı.<br />
II. Beyazıt’ın Tahtan İndirilmesi<br />
II. Beyazıt’ın 3 oğlu vardı. Geleneklere göre oğullarını çeşitli eyaletlere vali olarak göndermişti. Şehzade Korkut Manisa’da, Şehzade Ahmet Amasya’da,Yavuz Selim Trabzon’da idi.<br />
Şehzade Selim Trabzon’da Şah İsmail’in politikasını daha iyi görüyor ve babasının olaylara yaklaşımını beğenmiyordu. Bu amaçla tahta çıkmak istiyordu.<br />
Devlet adamları ise büyük oğul şehzade Ahmet taraftarı idi. Bunun üzerine Yavuz harekete geçerek Rumeli’de kendisine sancak verilmesini istedi. Törelere aykırı olduğu için bu isteği ret edildi.<br />
Açıktan mücadeleye giren Yavuz Kefe’de sancak beyi olan oğlu Süleyman’dan yardım alarak Trakya’ya geçti. Oyalamak için Köstendil sancağı kendisine verildi. Şehzade Ahmet tahta çıkarılmaya çalışıldı. Baba oğul Karıştıran ovasında karşı karşıya geldi. Yavuz yenilmesine rağmen yeniçerilerin isteğiyle babasının tahta terk etmesi sonucu hükümdar oldu. (1512)<br />
Kardeşler Arası Mücadele<br />
Yavuz’un bu şekilde tahta çıkmasına kardeşleri karşı çıktılar. Bunun sebepleri: Bu durum geleneklere uygun değildi ve kendileri yaşça büyük olduğu için tahta daha yakın olduklarını düşünüyorlardı.<br />
Kardeşlerini ikna edemeyen Yavuz, devlet adamlarının ağzından sahte mektuplar yazdırarak kardeşlerini harekete geçirdi. Şehzade Korkut 1513’te yakalanarak boğduruldu. Yenişehir’de savaşa girişen Ahmet yakalanarak idam edildi. Böylece taht kavgaları önlenerek istikrar sağlanmış oldu.<br />
Osmanlı-İran İlişkileri ve Çaldıran Savaşı (1514)<br />
Şah İsmail safevi devletini kurunca Şiiliği resmi mezhep haline getirmişti. Ajanlar vasıtasıyla Şiiliği Anadolu’da yaymaya çalışıyordu. Trabzon valiliği sırasında Yavuz bu durumu görmüş ve babasının yumuşak politikasını tasvip etmediğinden mücadeleye girişmişti. Tahta çıktıktan sonra İran sorunu ile ilgilenmeye başladı.<br />
İlk olarak Anadolu’da Şii nüfusunu saydırarak ileri gelenlerini ortadan kaldırttı. Devrin şeyhülislamından fetva alarak İstanbul’dan yola çıktı. Dulkadiroğullarından yardım istediyse de bu teklifi geri çevrildi. Beylik Yavuz’a karşı düşmanca tutum içine girdi. Yavuz’un amacı ilişki kurduğu Orta Asya hanlıkları ile aradaki Safevi engelini kaldırmak ticaret yollarına tamamen hakim olmaktı.<br />
Şah İsmail Venedik ile ittifak yapmak istediyse de başarılı olamadı. Kısa süre içinde Safevi ordusu dağıtıldı. Şah İsmail güçlükle kaçabildi. Karısı, tahtı ve hazinesi ele geçirildi. Osmanlı ordusu Tebriz’e girdi. Yavuz ilerlemek istediyse de ordunun huzursuzluğu yüzünden geri çekilmek zorunda kaldı.<br />
Seferin Sonuçları:<br />
1. Doğu Anadolu Osmanlı hakimiyetine girdi.<br />
2. Kemah, Diyarbakır, Mardin alındı.<br />
3. Şii sorunu bu dönem için çözüldü.<br />
4. Anadolu’da ki Şii propagandası sona erdi.<br />
5. Dulkadiroğulları beyliğine son verildi.<br />
6. İran’ın hazinesi ve zenginlikleri İstanbul’a getirildi.<br />
7. İranlı önemli bilginler İstanbul’a getirildi.<br />
Dulkadiroğlu Beyliğine Son Verilmesi<br />
Dulkadiroğulları beyliği İran seferinde Yavuz’a yardım etmediği gibi, Osmanlı devletinin yiyecek kervanlarına saldırmış ve Memluklularla işbirliği yapmıştı. Yavuz İran seferi dönüşü Turnadağ savaşı (1515) ile beyliği ortadan kaldırdı. Savaşın sebebi İran seferine yardım etmemeleri ve Memluklarla işbirliği yapmalarıdır.<br />
Sonuçları:<br />
1. Maraş çevresi Osmanlılara katıldı.<br />
2. Anadolu birliği sağlandı.<br />
3. Osmanlılar Memlukla komşu oldu.<br />
4. Osmanlı-Memluk ilişkilerinde gerginlik yeniden başladı.<br />
Osmanlı-Memluk İlişkileri Ve Mısır’ın Fethi<br />
Fatih döneminden itibaren memluk Devleti ile ilişkiler kötüydü. II. Beyazıt döneminde savaşlar yapılmıştı. Yavuz döneminde ise Safavilerle ittifak arayışları Yavuz’un Mısır seferine sebep oldu.<br />
Mısır Seferinin Sebepleri:<br />
1. Mısır’ın iç durumunun iyi olmaması<br />
2. Halkın ve devlet adamlarının Yavuz’u Çağırması<br />
3. Portekizli korsanların Müslüman tüccarları engellemesi<br />
4. Kutsal toprakların işgal edilmesi<br />
5. Türk-İslam birliğini gerçekleştirmek<br />
6. Mısır’ın ekonomik açıdan önemli olması<br />
7. Önemli kara ve deniz yollarının kontrol altına alınmak istenmesi<br />
İki ordu Halep önlerinde Mercidabık’ta karşı karşıya geldi. Osmanlı topçusunun üstünlüğü sayesinde savaş kazanıldı. (1516) Suriye ve Filistin Osmanlı hakimiyetine girdi. Memluk sultanı Kansu Gavri öldü.<br />
Ridaniye Savaşı (1517)<br />
Kansu Gavri’nin ölümüyle devletin başına Tumanbay geçti. Tumanbay Osmanlı hakimiyetini kabul etmedi, Osmanlı elçilerini öldürttü, Venedik’ten top ve ateşli silahlar alarak Ridaniye’de güçlü bir savunma hattı oluşturdu.<br />
Yavuz imkansız görünen bir işi başararak ordusuna 13 günde Sina çölünü geçirtti. Ridaniye’de Memluk ordusuna güneyden saldırarak sabit topları işe yaramaz bir hale getirdi.<br />
Memluklar başarılı bir savunma verdiler. Hatta Tumanbay süvari hücumuyla Osmanlı karargahına kadar girdi. Padişah zannedilerek sadrazam Sinan Paşa öldürüldü. Ancak Osmanlı ordusunun ileri hareketiyle memluk ordusu dağıldı. Kaçan Tumanbay yakalanarak idam edildi.<br />
Mısır Seferinin Sonuçları:<br />
1. Suriye, Filistin, Mısır, Hicaz Osmanlı hakimiyetine girdi.<br />
2. Son halife İstanbul’a gönderildi, halifelik Osmanlılara geçti.<br />
3. Osmanlı devletinde teokratik özellik kesinleşti.<br />
4. Suriye, Filistin ve Mısır’daki zengin hazineler Osmanlılara geçti.<br />
5. Venedikliler Kıbrıs adasını ellerinde tuttuklarından dolayı Memluklulara verdikleri vergiyi Osmanlılara vermeye başladı.<br />
6. Baharat yolu Osmanlılara geçti.(Ancak ticaret yolları değiştiği için beklenen kazanç elde edilememiştir.)<br />
7. Mukaddes emanetler İstanbul’a getirildi.<br />
8. Memluk devleti sona erdi.<br />
9. Doğu Akdeniz de Osmanlı hakimiyeti güçlendi.<br />
10. İslam birliği büyük ölçüde sağlandı.<br />
Yavuz’un Ölümü ve Genel karakteri<br />
Tarihimizin en büyük hükümdarlarından olan Yavuz Sultan Selim doğuya seferler yapmıştı. Bunun sebebi tehlikenin bu dönemde doğudan gelmesiydi. En büyük emeli Türk ve İslam dünyasını birleştirmekti.<br />
Rodos veya Belgrat’a yapacağı tahmin edilen son seferinden önce şirpençe (aslan pençesi) adı verilen vücudun da çıkan bir çıbanın yanlış tedavisi sonucu hastalanarak vefat etti.<br />
İlim adamlarını korur ve özel ilgi gösterirdi. Döneminde Osmanlı hazinesini hazine dairesi almamış, Yedikule zindanları da hazineyi saklamak amacıyla kullanılmıştır. Lüks ve ihtişamdan hoşlanmazdı. Sert bir mizaca sahipti. Devletin menfaatleri söz konusu olduğunda en acımasız kararları almaktan çekinmezdi.<br />
Osmanlı toprakları döneminde 2.373.000 km2 den 6.557.000 km2 ulaştırdı.<br />
Kanuni Sultan Süleyman Devri (1520-1566)<br />
Yavuz’un ölümünden sonra taht mücadeleleri ile uğraşmadan tahta çıktı. Başka erkek kardeşi yoktu. Osmanlı devletinin zirve dönemidir.Gerileme döneminde kurumların işleyişi, düzen sebebiyle sürekli örnek gösterilmiş ve bu döneme dönme amaçlanmıştır.<br />
Kanuni babasından; dolu bir hazine, güçlü bir ordu, tecrübeli devlet adamları, güçlü temeller üzerine oturmuş bir devlet, güvenliği sağlanmış bir doğu bölgesi devir almıştı. Bu faktörlerinde etkisiyle devleti doğuda ve batıda genişletti.<br />
Batılılar I. Süleyman’ı Muhteşem Süleyman veya büyük sultan adıyla andılar. Kendi döneminde batıda; Macar, Avusturya ile, doğuda; İran’la denizlerde; Venedik, Papalık, Şarlken, Rodos ve Malta şövalyeleri, İspanya ve Portekizlilerle savaşmıştır. Fransa’ya yardım etmiş, bir takım imtiyazlar vermiştir.Osmanlı devletinde en uzun süre hüküm süren padişahtır. 46 yıl hüküm sürmüştür.<br />
Saltanat kavgası görülmeyen bu dönemin başlangıcında iç isyanlar olmuştur.<br />
İç İsyanlar<br />
Bu dönemdeki iç isyanlar Mısır’daki isyanlar (*Canberdi Gazali İsyanı, Ahmet Paşa İsyanı) Anadolu’daki isyanlar (*Kalender Çelebi İsyanı, *Baba Zunnun İsyanı ) olarak iki kısımda inceleyebiliriz.<br />
A. Canberdi Gazali İsyanı:<br />
Memluk komutanlarından olan Gazali Mısır seferiyle Osmanlı hizmetine girmiş ve Ş> valiliğine atanmıştı. Padişah değişikliğini haber alınca Memluk devletini yeniden kurmak için ayaklandı. Siyasi nitelikli isyandır.Mısır valisi Hayri beyin Osmanlıya sadık kalması ve kanuninin üzerine yürümesiyle kısa sürede bastırıldı.<br />
B. Ahmet Paşa İsyanı<br />
Ahmet Paşa ikinci vezirliğe kadar yükselmişti. Geleneklere göre sadrazam olma sırası kendisindeydi. Ancak Kanuni değişiklik yaparak sadrazamlığa Enderun’da İbrahim Ağayı atadı. Ahmet Paşa ise Mısır valiliğine gönderildi.<br />
Mısır’da ayaklanan Ahmet Paşanın isyanı bölgedeki yeniçeriler tarafından bastırıldı.<br />
C. Kalender Çelebi İsyanı<br />
Tımarlarının elinden alınmasını bahane eden Kalender, sipahileri ile birlikte Mohaç savaşı devam ederken ayaklandı.Unknownnoreply@blogger.com